Evet, okulların açılmasına sayılı zamanlar kaldı. Ebeveynler bir telaş ve heyecan içinde MEB okullarına gidecek çocukların e-okulda yerleri belirlendi.
Okulöncesi ve ilk çocukluk döneminde çocuklara güvenilir eğitim kurumları arayışı hala devam ediyor.
Öncelikle her zaman dediğim gibi “size en yakın eğitim kurumu, en iyi kurumdur”.
MEB okullarının semtini beğenmeyen ve şartları zorlayarak başka okullara yönelen velilerime özellikle sizlere seslenmek istiyorum: “Yaşadığınız, büyüdüğünüz semtten memnun değilseniz zaten genel bir sıkıntı vardır ve hangi okul olursa olsun o semtin kalitesini yaşayan mahalleli olarak sizler belirlersiniz. Lütfen, başka mahalle okulunda eğitimin kalitesi yükselmiyor ve kendi semtinizi terk etmeyin ki hoşlanmadığınız mahallenizin sosyo-kültürel gelişimine katkı sağlayın.
Kaldı ki hiçbir öğretmen mahallenin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısına göre eğitim şeklini değiştirmez ve öğretmemek için öğretmenlik yapmaz.
Şimdi koleje yollamaya çalışan velilere sözüm: Artık kolej kavramı bizim zamanımız gibi değil maalesef, aslında devletin bir düzenleme getirmesi gereken kolej eğitimleri sizlerin semt olarak beğenmediğiniz MEB okullarından bile kötü sosyo-kültürel özellikleri içerirken, daha yeterli deneyime sahip olmayan eğitimcilerin elinde, mesleki deneme tahtası olarak çocuklara eğitim vermektedir.
Ayrıca, koleje yolladığınız çocuğunuzun önündeki uzun eğitim yıllarında veli olarak maddi anlamda yeterli olacak mısınız?
Bu çocukların, daha sonra devlet okuluna yollanarak onların bütün dengesinin bozulacağını ve eğitim alanında başarısızlığa uğrayabileceğini de sakın unutmayın. Harcayacağınız parayı devlet okuluna yollayıp kaliteli bir dil eğitimi verdirebilecek ve hatta gerekirse üniversitede kullanabileceğiniz, gerçeği varken… Koleje yazdırırken bir daha düşünmenizi tavsiye edebilirim ki deneyimli bir anne ve eğitimci olarak yanılmadığımı göreceksiniz.
Gelelim Okulöncesi ya da erken çocukluk döneminde okul seçimlerine. Bu çok önemli, zira görüşmeye gelen aileler doğal olarak bir kurumun nasıl olması gerektiğini, kurumdan beklentilerini pek fazla bilerek gelmiyorlar.
Adana’da çok önemli, farkında olmanız gereken tehlikeleri sıralayıp size rehberlik etmeye çalışacağım.
Öncelikle MEB’e bağlı eğitim kurumlar; 36 aydan küçük ve 6 yaştan büyük hem fiziksel olarak, hem eğitimsel olarak hem de yasal olarak öğrenci alamaz.
MEB’e bağlı kurumların içerisine MEB denetimli özel kurumlar, bağımsız anaokulu dediğimiz (çok eski oldukları için örnek veriyorum Necati Bey, Zübeyde Hanım gibi),MEB okullarının içindeki anasınıfları, meslek liselerindeki uygulama anaokulları yer alır.
Aile Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı kurumlara gelince; bu kurumların resmi adı gündüz bakımevi varsa kreş ve yine varsa çocuk kulübüdür. ASHB bağlı olan bu kurumlar özel kurumlar olup, açılış şekline göre 0 yaştan 14 yaşa kadar öğrenci alır ve 3 ayda bir ASHM tarafından denetlenirken MEB’in de denetleme yetkisi vardır.
Belediye kurumlarına gelince; işte asıl tehlike burada zira taşeronla çalışan personel sisteminde, meslek mensubu olmayan kişileri rahatlıkla görebilirken, hiçbir yetkin kurum tarafından denetlenmez. Belediye mevzuatı gereği böyleymiş. Lütfen bunlara dikkat edelim.
Ayrıca kişisel gelişim, dil kursları gibi MEB tarafından açılan hiçbir eğitim kurumu yuva ve çocuk kulübü (etüt) eğitimi veremez.
Veli bu durumda ne yapmalı? Aslında çok basit, Çocuğunuz için en güvenilir yer her zaman dediğim gibi en çabuk ulaşabileceğiniz yerdir.
- Önce kurumların kapısında ki tabelanın bakanlık logosuna bakın.
- Kurumda görüştüğünüz sorumlu müdür dâhil bütün personelin mezuniyetlik belgesini görme hakkına sahipsiniz ki ASHM tarafından denetlenen kurumlarda yetkisi olmayan personel görmeniz çok zor.
- Kurumun kuruluş yılı ile geçmiş tarihçesini incelemeyi ihmal etmeyin.
- Özellikle 0-6 çocuklarında azaltılmış sınıflar eğitimin ve bakımın kalitesini yükseltir, aklınızın bir köşesinde kalsın.
Şimdi gelelim standart olarak, okul öncesi eğitimde okul seçimi yaparken dikkate almanız gereken bazı faktörlere.
Okulöncesi eğitim kurumlarının niteliği çocuğun sağlıklı gelişimini desteklemek ve temel becerileri kazandırmak üzerine odaklanmalıdır. Nitelikli bir okulöncesi eğitim kurumu aşağıdaki özelliklere sahip olmalıdır:
Uzman ve İyi Eğitimli Öğretmenler: Nitelikli eğitimciler çocuğunuzun ihtiyaçlarına uygun öğrenme ortamları oluşturabilirler.
Çocuk Merkezli Yaklaşım: Eğitim programı çocuğun ilgi, yetenek ve ihtiyaçlarına göre şekillenmelidir. Oyun temelli öğrenme ve keşfetmeye dayalı aktiviteler önemlidir.
Fiziksel ve Duyusal Gelişimi Destekleyen Ortam: Okulun iç ve dış mekânları çocuğun hareket etmesine, keşfetmesine ve etkileşimde bulunmasına uygun olmalıdır.
Sosyal ve Duygusal Gelişimi Destekleyen Programlar: Çocukların duygusal farkındalığını geliştiren, paylaşma, işbirliği ve empati gibi sosyal becerilere odaklanan aktiviteler sunulmalıdır.
Sağlık ve Güvenlik: Okulun sağlık standartlarına uygun olduğundan emin olunmalıdır. Temizlik, hijyen, beslenme ve güvenlik önlemleri önemlidir.
Eğitim Programı: Okulun eğitim programı, dil gelişimi, matematiksel kavramlar, sanat, müzik gibi farklı alanları kapsamalıdır.
İletişim ve İşbirliği: Okul ile veli iletişimi güçlü olmalı, veliler çocuklarının gelişimini yakından takip edebilmelidir.
Değerler ve Etik: Okul, çocuklara temel değerleri, etik kuralları ve toplumsal sorumluluğu öğretme amacını taşımalıdır.
Çeşitlilik ve Kapsayıcılık: Farklı kültürlerden gelen çocukları kabul eden, hoşgörü ve çeşitliliği teşvik eden bir ortam sunulmalıdır.
Sürekli Değerlendirme: Çocuğun gelişimini takip eden ve programı gerektiğinde güncelleyen bir değerlendirme sistemi olmalıdır.
Bu özellikleri dikkate alarak, çocuğunuzun bireysel ihtiyaçlarına uygun bir okulöncesi eğitim kurumu seçmeye özen göstermelisiniz.
Son söz; Bu gün ebeveynler adına önemli bir konuyu paylaştım. Ne kadar kısaltsam da yazı uzun oldu. Mesele çocuk olunca en kısası bile böyle oluyor. Çocuklarımız bizlerin geleceği ve tek emanetimizdir. Onları yaşam hazırlamak önce aileden sonra da ilk çocukluk ve okul öncesinden başlar. Albert Einstein’ın dediği gibi “Eğitim, okulda öğrendiklerini unuttuktan sonra geriye kalan şeydir” ve “Benjamin Franklin de der ki “Bilgiye yapılan yatırım en yüksek faizi verir”
Eğer sizleri biraz aydınlata bildiysem ne mutlu bana…
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!