ONLAR ÜMİDİN DÜŞMANIDIR

Hukuksuzluk, esaret, savaş, diktatörlük, mezhepçilik, ırkçılık kötüdür. Bunların hepsi çürümeden, kokuşmuşluktan, kandan ve her türlü pislikten beslenir.

*

Kavramlar birbirine öyle çok karışıyor ki bazen… Kadrolu tetikçiler küfrediyor, aşağılıyor, hakaret ediyor, kendi savunduklarının karşısında olanlara. Ekranlarda ve gazete sütunlarında o kadar çok var ki bunlardan… Oysa ne yapsalar adı özgürlük oluyor.

*

İhbar ediyorlar; istikrar bozulmasın (!)

Küfrediyorlar; Özgürlük var!!!

Hedef gösteriyorlar; Adalet için (!)

Linç kampanyaları düzenliyorlar; Vatan, millet için (!)

*

Ve onlar gibi olmayan, onlar gibi yaşamayan, onlar gibi tek tipleşmeyen, aykırı olan, muhalif olan, kim varsa vatan haini. Senin akarsuyun, senin atalarından bu yana, bin yıl akmış akarsuyunu kesiyorlar ve karşı çıktın diye fişleniyorsun.

Sırf HES’lere karşı oldun diye hainsin işte.

*

Milletin a… koyan adam doğa harikası Cerattepe’de binlerce ağacı keser, karşı çıkanlar bölücülükle, terör örgütü üyeliğiyle suçlanır. Yakınını Soma’da kurban vermiş bir adamın acısına bile saygı duymazlar, yerlerde tekmeler ve tekmeleyen adam milletvekili aday adayı olur. Sonra ahlaksız, küfürbaz, dinci, yobaz bir yanaşma, gazete adındaki paçavradaki köşesinde “Tekmene sağlık” diye ona methiyeler dizer.

*

İşsizliğimiz, yoksulluğumuz, trajedilerimizle, devam ettiğimiz yolda, yolu açık Türkiye Cumhuriyeti’nin kanı emilen, kanı dökülen yurttaşları olarak payımıza güzel ölüler düşer. Takdiri ilahidir, nasılsa yoksul doğmuştur. Sıvasız evlere, köylerdeki yoksul ocaklara, gecekondu mahallelerine getirilen bayrak bayrak tabutlardaki kefene sarılı bedenler makamı Peygamber ocağından sonra en yüce makamdır.

*

Kadına düşman, çocuğa düşman, ağaca, tohuma, toprağa düşman olur mu insan? Ölü çocuklar, tecavüze uğrayan çocuklar, yıkılan yuvalar, ocaklara düşürülen ateşler, zamlar, eğitimin dinselleştirilmesi, gericilik, yobazlık ve örgütlü bir cehalet içinde gittikçe büyüyen bir ayrışma…

Şimdi inceden, iyiden, saadetten, demokrasiden yana atılacak her adımda yenme zamanıdır bu zulmü. Ne demişti Nazım usta:

onlar ümidin düşmanıdır sevgilim/ akar suyun/ meyve çağında ağacın/ serpilip gelişen hayatın düşmanı/ bursada havlucu Receb’e/ karabük fabrikasında tesviyeci Hasan’a düşman/ fakir köylü hatçe kadına/ ırgat süleyman’a düşman/ sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman/ vatan ki bu insanların evidir, sevgilim onlar vatana düşman…çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına/ çürüyen diş, dökülen et/ bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler/ ve elbette ki sevgilim elbet dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya/ dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet!