Dr. Tatar ‘Toprak ve su kirliliğini önlemek için küresel çapta mücadele gerekiyor’
‘Kontrolsüz ve ruhsatsız su kuyusu açılması önlenmeli’
‘Jeolojik varlıklar insan eliyle yok ediliyor’
‘Uyarıcı ve bilimsel olarak yol gösterici olmayı sürdüreceğiz
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar “Dünya Çevre Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, çevreye zarar veren insani faaliyetlerin önlenmesi için yerel, ulusal hatta küresel çaptapolitika ve eylem planlarının acilen hazırlanarak hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Küresel ilkim değişikliğinin ekosistem üzerindeki yıkıcı etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedildiğini ve endişeye neden olduğunu aktaran JMO Adana Şube Başkanı Dr. Tatar, toprak ve su kirliliğine ilişkin veriler paylaştı.
‘GIDA ARZI AÇISINDAN TOPRAĞI KORUMALIYIZ’
Adana İl Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre 2018 yılında Adana’da 664.020,760 ha alanda yoğun tarım yapıldığını anımsatan Dr. Tatar, Adana’da Tarım alanlarında yıllık 261.969 ton gübre kullanılıyor’’ dedi. Dr. Tatar şöyle devam etti:
Tuzla, Karataş, Doğankent İmamoğlu ve Kozan bölgelerindekitopraklarda yapılan ağır metal analiz çalışmaları sonucunda Jeo birikim indeksine göre Tuzla, Karataş, Doğankent ve İmamoğlu bölgelerinde Pb, Ni,Co, Cd ve Hg elementleri, İmamoğlu- Kozan bölgesinde ise Zn, Mn, Cu, Ni, Co, Pb ve As elementleri açısından artış görülmektedir. Bu da gösteriyor ki, Pandemi ve kuraklık nedeni ile Dünyada ve ülkemizde yaşadığımız gıda güvenliği ve arz sorunu açısından verimli Çukurova topraklarını korumanın önemi daha da artmaktadır.’’
‘KONTROLSÜZ VE RUHSATSIZ SU KUYUSU AÇILMASI ÖNLENMELİDİR’
2030 yılı için kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1.000 m3/yıl civarında olacağının tahmin edildiğini belirten Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, Avrupa Çevre Ajansı’nın raporunda da 2030 yılında Türkiye’nin pek çok bölgesinde orta ve yüksek seviyelerde su sıkıntısı yaşanacağına dikkat çekildiğini söyledi. Dr. Tatar ‘’Bu nedenle;Sayıları her geçen gün artan kontrolsüz ve ruhsatsız yer altı suyukuyusu açılmasıönlenmelidir. Ayrıca yer altı suyu çekiminden kaynaklanan obruk veya zemin oturmalarının önüne geçilmelidir’’ Dedi.
‘İÇME VE KULLANMA SU KALİTESİ RİSK ALTINDA’
Seyhan Alt Havzasının Adana merkez nüfusunun yaklaşık %91’inin içme ve kullanma suyunu karşıladığını belirten Dr. Tatar, ‘’Maalesef bu havzadaki yer üstüsukalitesiIV. sınıf çok kirlenmiş (DSİ 2014 su kalitesi ise İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik) olarakbelirlenmiştir. İçme ve kullanma suyu amacıyla izlenen Çatalan Barajı su kalitesi açısından değerlendirildiğinde su yüzeylerinde insan ve hayvan kaynaklı atıkların, kanalizasyon sızıntılarının etkileri ile fosfat kirliliğinede(Su Yönetimi Genel Müdürlüğü 2017) rastlanmaktadır. Bu nedenle su havzalarının korunarak içme ve kullanma sularının kirlenmesinin önüne geçilmesi gerekmektedir’’ diye konuştu.
‘JEOLOJİK VARLIKLAR YOK EDİLİYOR’
jeolojik varlıklar ile bu alanlar içinde veya üzerinde canlı yaşamının gelişip çeşitlenmesini sağlayan (Biyoçeşitlilik) alanların, madencilik, imar, inşaat vb faaliyetlerle yok edilmeye devam edildiğini kaydeden Dr. Tatar, ‘’ Akyatan Lagünüde Jeo-Bio çeşitlilik açısından önemli bir yere sahip Türkiye’nin en büyük lagün gölüdür. Gölün kuzeyi geniş tarım alanları ile çevrilidir. Ancak son dönemde lagüne açılan drenaj kanalları tarımsal atıkları lagüne taşımakta Lagünde, Cu, Mn, Cd, Cr, Pb, As elementleri değerleri eski verilere göre artışlar göstermektedir.’’ Dedi.
‘KAMUOYUNU BİLGİLENDİRMEYİ VE BİLİMSEL ÇALIŞMALARI PAYLAŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ’
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar kamusal yarar çerçevesinde kamuoyunu bilgilendirmeyi ve ilgililere yol gösterici bilimsel çalışmaları paylaşmaya devam edeceklerini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
‘’Oda olarak, bazı bölgelerde ekolojik yıkım boyutuna varan, jeosfer, biyosfer ve atmosfer üzerinde önemli tahribatlara neden olan insani faaliyetlerin kamusal yarar ve sürdürülebilir ihtiyaçlar çerçevesinde gerekli üretim planlaması ile çevre politikaları geliştirilmeden bu felaketlerin önüne geçilmesi olanaklı değildir. Bu konuda başta ülkemiz yöneticileri olmak üzere yerelden merkezi idareye, hatta küresel ölçekte politika ve eylem planlarının acilen hazırlanması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir. Odamız kamusal yarar çerçevesinde, yaşam alanlarımız ile biyo ve jeo- çeşitliliğimizin korunması yönündeki çabalarını yaptığı çok sayıdaki toplantı, panel, çalıştay, sempozyum ve yayınladığı raporlarla bu konudaki uyarıcı görevini yerine getirmeye devam edecektir’’