İnsanlar artık evinde ölüyor!

SÜLEYMAN YALÇIN

gercekadana01@gmail.com

Ülke özlemiyle yıllarca yurt dışında yaşamış vatandaşların son isteğidir, “toprağımda ölmek istiyorum”.
Dahası ülke topraklarına girdiklerinde toprağı öpeni çok gördük. Gerçi can verdikten sonra neyleyim malı, mülkü hesabı. Sonuçta hepimiz bir beyaz kefenle, musalla taşına yattığımızda pamuğu nereye tıkayacağını ölü yıkayıcıya kalmış. Bu covid belası geldiğinden beri hastanelerde yer yok diye insanlar müdahalesiz evlerinde ölüyorlar!
Tamam, herkes direksiyonu covide kırmış durumda, peki bu ülkede başka hastalık yok mu?
Mesela bak, ekonomik kriz nedeni ile kalp hastalıkları aldı başını gitti, daha geçen hafta kaç tanıdığım hastane yolunda veya acilde can verdiler. Vay  “ben böyle sistemin” dersem kibar ol derler, yahu insanlar ölüyor arkadaş!
Bu insanlar hastaneye covid değil diye alınmazken, diğer tarafta Atatürk havaalanını yıkıp sahra hastanesi yapan zihniyet, Avrupa’nın zenginine sağlık dağıtıyor. Sonrada bizde sağlıkta “çağ atladık” safsatasına yatıyorlar. Yemezler arkadaş, aşı vatandaşa gelmeden vurulmaya başlayan ana kuzuları varmış. Şimdi bunları duyup da nasıl kalp hastası olmasın insan?” Oku, oku adam ol” derler, ama memleket okuyup adam olacağını sanan, mühendisin boyacılık yaptığı, öğretmenin inşaatlarda çalıştığı, bilgisayar mühendisinin kapıcılık yaptığı bu ülkede, hiç okumayanın para babası olup 70 yaşındayken, 20 yaşında kızla olan ahmağın pipisinin manşet olduğu ülkede elbette ki, insanların evlerinde kalp krizinden ölmesi çok normal. Bize cahillik aşılayıp, ülkede meteoroloji diye bir kurumun bangır, bangır yağmur yağacak açıklaması bitmeden diyanet yağmur duasına çıkın demesi insanların bunu yiyeceğini sanması bir kriz meselesi değil midir?
Ülke açık hava tımarhanesine döndü, akıllılar deli, deliler mal mülk sahibi oldular, benden size tavsiye okuyup da ne olacaksınız, sonuçta hiç bir şey olmayıp da evde kalp krizinden ölmek var.
Ülke bu haldeyken, o yüksek roof’larından aşağıda karınca gibi gördükleri çok uzak zamanda değil altlarını kazası yakın, yani motorları maviliklere süreceğiz, güneşli günler yakın.