Nedir o?
Toplumsal
olayları sokağa yaymak demek, sadece örgüt elemanları ile olmaz.
Hükümet 23
yıldır neyden en çok etkilendi veya sarsıldı?
Sadece gezi
olayları onlarda bir sarsıntı bıraktı. Bakın hala gezi olayların kahramanı diye
sanatçıları ve gazetecileri tutukluyorlar. Yani vurucu eylemleri yapacak
kişiler kimlermiş? Toplum nazarında sevilen ve önde olanlar eğer öne çıkarsa
İktidarı bir nebze düşünceye itebilir. CHP imza kampanyası başlattı tamam bir
emek var anlıyorum, Genel Başkan sert sözler söylemiş öne çıkmış! O geç
kalınmış bir hareket! Neden bir buçuk yıldır “normalleşme ve yumuşama”
söylemleri ile oyalandık? Henüz bunun cevabı verilmedi!
Demem o ki,
Yukarılarda
bir oyun var ve bu oyunu heyecanını satılmış medya tarafından köpürtülerek
halkı o yöne hareketlendiren namusu cebi kadar olan gazetecilerden
kaynaklanıyor. Dün Normalleşmeyi halka gurur verecek bir olay gibi anlatanlar
bu gün Özgür Özel’in hükümete sert üslubunu övüyor. Maalesef bu kişilerin Masak
raporlarında para trafiği o kadar dolgun ki, hiç şaşırmadım. Hiç düşündünüz mü?
Düne kadar terör grupları içinde gösterilen Cola’nı ve ekibi şimdi ülkemizde
paşalar gibi ağırlanıyor! Biraz beyin çalıştırmak bu olayları çözer diye
düşünüyorum. Ortada bir görev var ve bu görev bitmediği sürece hükümetlerin
değişmesi bana göre anormal bir durum olur. Çok değil 14 ve 28 Mayıs
seçimlerine gidelim. Seçim öncesi İmamoğlu ve Yavaş’ın kazanma oranları daha
yüksek diye kamuoyunu kim en çok meşgul ediyordu?
Namusu
cebinden makbul gazeteciler ve En öndeki aktör Meral Akşener, bunu en çok
köpürten Akşener biliyordu ki, halkın kafasına soru işaretleri mutlaka yerini
bulur. Hep böyle olmadı mı? halkı bir yöne yönlendirmek çok etkili bir
politikadır.
Bunların
hepsi Nazi Almanya’sında göbelse taktikleridir. Gerçi Meral Akşener’in 1991
seçimlerinde Adana milletvekilliği seçimlerinde Aysel Sabuncu’dan aldığı iddia
edilen 5 Milyon doların hala açıklığa kavuşmadığını düşünürsek bu seçimlerde
neler olduğunu tahmin edebilirsiniz. Demem o ki, 23 yıldır aklınıza gelmeyecek
seçimlerde her olay gerçekleşti mi, gerçekleşti. Peki, kim biliyor ne kadar
Suriyeli seçmen var, ya da güney doğu da aşiretlerden sıyrılıp sandık başında
ne kadar güvenliği var seçmenin? Gelelim konumuza, Şimdi Özgür Özele imza
kampanyası başlatarak ve bu 25 gündür sadece İmamoğlu meselesinin konuşulduğu
ülkemizde unutulan ve hükümeti en çok rahatsız eden enflasyon olayı iktidarı
çok rahatlatmış durumda, bu arada İklim yasasını geçirdiler! Kim konuştu bu
yasayı? Her gün konunun ekonomi olması gerek diye düşünürüm. Eğer sokağa
çıkılacaksa en önde traktörleri ile Şehre yürüyecek çiftçi, gerçi sendika
hakları elinden alınan binlerce işçi, kadınlar, köylüler, sağlıkçılar ve tatbiki
en önemlisi öğrenciler. Yoksa liderlerin kıvrak zekâları ile sokağa döktükleri
halktan kendilerine koltuk devşirmelerinden bıktık artık. Ülkenin en büyük
sorunu garip, gurabanın parasının çalınması, Bakın her iki tarafta birbirlerini
hırsızlıkla suçluyor ve sonunda kimseye bir şey olmuyor. Yani Adalet Mülkün
temelidir kelimesi sadece anılarda kalan hoş bir seda gibi olmuş. Dahası, Bu
gün benim sorunum var, sen dün benim sorunuma eğilmedin diye iktidara
yaramazlık yapmayan birde DEM partisi var. Haklı olabilirler, dün liderleri
tutuklandığında bu gün sokağa çıkanlar gerekli tepkiyi gösterdi mi? Demem o ki,
“sarı kızı vermeyecektin” lafı çok doğru bir kelimedir ve en çokta iğne sana
battığı zaman akla gelir, hâlbuki o iğne karşıya battığı zaman tepki
vereceksin. Bu imza meselesi bence çok doğru bir protesto şekli değildir. Doğru
olan CHP Genel başkanı sandalyesini alıp Silivri cezaevi önüne atıp günlerce
sadece su ve ekmek yiyerek tek başına protestodur! Gerçi liderler su ve ekmekle
yaşarlar mı? Yani halk için varım diyenler, sırça köşklerinden bu eylem leri
yapar mı?