“Oh misss hafta sonlarını da sayınca dokuz gün tatil. Oh…miss…” demeyi gönülden isterdim, ancak yine ve her zaman olduğu gibi bu keyifli cümle var olanların bir de köyü, kasabası olanlara ağzına yakıştı.Şimdi “ikicilik yapmaya ne gerek var, zengin düşmanlığına” dediğinizi duyar gibiyim. Yok Valla yapmıyorum, ancak toplumun bu kadar fakirleştiğini ajanslar(haberler demek) da duymuş olsak da bu gözler, kulaklar; iş görüşmesine yol parası olmadığı için kardeşinin para getirmesini bekleyip de görüşmeye gelemeyen insanlara şahitlik edince, durumun vahametini ancak kavradı. Bilirsiniz insan evladı, hayatı kendi yaşadığı dünyaya göre görür ve değerlendirir, yani herkesin kendi açtığı bir pencereden seyredersiniz yaşamı. Galiba benim pencerem de sadece iki sokağa açılıymış. İşte bunları görünce mecburen var olanın tatili demek zorunda kaldım.Bugün emekli maaşımda üç bin lirayı görünce “hey yavruum Seray kurbanın dersinin gerisinin parası çıktı” diye, bir mutlu oldum bir mutlu oldum inanamazsınız. İyi de dul-yetim aylığı alanların günahı ne…Onlara yine bayram harçlığı yatmadı Artık onlarda daşi yesinler daş…. (buradaki daş aslında taştır, yani yanlış yazım değil )Bu yılda, bir zaman yine böyle olmuştu iki özel gün birlikte kutlanacak Kurban Bayramı ve Babalar Günü…Kurban Bayramı’nın tarihçesini az çok hepimiz biliyoruz.“Kökeni, İslam öncesi dönemlere kadar uzanır. İslamiyet’in doğuşuyla birlikte, Kurban Bayramı da İslam’ın beş temel şartından biri olan hac ibadetinin bir parçası haline gelmiştir. Bu bayram, Müslümanların Allah’a olan bağlılıklarını, teslimiyetlerini ve kardeşlik duygularını pekiştirdikleri önemli bir zaman dilimidir. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in hikâyesi, Allah’a adanmışlığın ve fedakârlığın en üst düzeydeki örneği olarak Müslümanlar için büyük bir ilham kaynağıdır.”İnsan evladı var olduğu günden bu yana kurban ritüellerini hep yapmış, yaratıcı güce minnettarlığını her zaman göstermiştir. Bence güzel bir gelenek, hayvan severler hemen kızmasın, ancak her canlının bu dünyaya bir geliş nedeni vardır ve besin zinciri dediğimiz olgu nedeniyle her canlının yaşamak için birbirine ihtiyacı vardır. Bu döngüyü ben icat etmedim. Bu arada ben öyle et yiyen biri değilim. Önemli olan ihtiyaç sahibi yaşlı ve çocuklara bu besini ulaştırmak. Siz hep yapıyorsunuzdur ancak maalesef ülkemizde inançları doğrultusu dışında, kimsenin kimseye yardım etmediği, bir gerçeği var ve bu günler de mecburen hem iyilik yapıyorlar hem de dini vecibelerini yerine getiriyorlar. Olsun…buna da şükür etmek gerek bence…. Ve “Babalar Günü” inanın şimdiye “kadar nereden geldi” diye hiç düşünmediğim bir gündü “Babalar Günü…” Galiba atasını kaybetmiş çok insanın, acılarını gömmek için “yokmuş” gibi davranıp önemsemeyip, varlığını unutma yolu da bu olsa gerek…Hiç hissetmediğim bir duyguyu size yazmam saçma olurdu. “Arkanda dağ….Baban ölünce büyürsün…” gibi..gibi klişe cümlelerin benim dünyamda hiçbir zaman karşılığı olmadı. A… yazıyı bir daha okuyunca nasıl da baba özlemi çekiyormuşum meğerse, bunu tekrar fark ettim. Aman olsun… Yarım asırdır ailelerle haşır neşir olan ben babacıkları da görünce… olmasa da olur, var olanları da görüyoruz diyerek mevzuyu yumuşatayım.Peki, bu Babalar Günü serüveni nasıl başlamış. Ben de araştırırken öğrendim. Yine içinde derin yara barındıran, yine yabancı meyşeyi bir hikâye, buyurun beraber okuyalım.
“Babalar Günü’nün ortaya çıkışı 20. yüzyılın başlarına dayanır. İlk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde 1908 yılında Batı Virginia’da bir kilisede kutlanmış, ancak bugünkü anlamda ilk geniş çaplı kutlama 1910 yılında Washington eyaletinde gerçekleştirilmiştir. Bu kutlama, Sonora Smart Dodd adlı bir kadının, anneler günü gibi babalar günü de olması gerektiği fikrini savunmasıyla başlamıştır. Dodd, babası William Jackson Smart’ın, annelerinin ölümünden sonra altı çocuğunu tek başına büyütmesinin anısına bu günü kutlamak istemiştir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde Babalar Günü’nün resmi olarak tanınması 1972 yılında Başkan Richard Nixon tarafından imzalanan bir yasa ile gerçekleşmiştir. O tarihten bu yana, Babalar Günü dünya genelinde çeşitli tarihlerde ve farklı şekillerde kutlanmaktadır.”E… O zaman biz de ölmüşlerimize bir hayır duası okuyalım ve yaşayan babalarımızın da Babalar Günü’nü kutlarken, Kurban Bayramı’mızın sakin, huzurlu, sağlıklı, az kanlı, kaçanın kovalanın, kolu bacağı kesilenin olmayacağı ve katliama dönüşmeyeceği bir bayram geçirmenizi dileyeyim…
Herkese iyi bayramlar….Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!