Eskiden havalı meslek dallarından biriydi Gazetecilik.
Saygı duyulan, sözü dinlenen, Ülkede 4.güç diye anılan bu meslek son yıllarda itibar kaybetmeye başladı.
Nedenleri üzerinde çok tartışılacak konular var.
Gerçi “iğneyi başkasına, çuvaldızı kendimize batıralım” sözü gazetecilik için kullanılmış gibi.
Son yıllarda yetkili herkes, “Basın başımızın tacı” diyor, ama, kendini eleştiren bir haber gördü mü ver yansın Başlıyor.
Eğer üç kuruş reklam, ilan veriyorsa onu kesmek için gazete sahibini arayıp nasıl kendini eleştireni oradan attırırım atakları.
Zaten alttan gelmeyen muhabir, iletişim fakültesinden mezun olanında başka meslek arar olmuş.
Yeteri derece para alamadığı için birde can güvenliği! olmayan mesleği niye yapsın?
Alavere, dalavere yapanı açığa çıkardı mı “vay haline”, köşe başında dayakta cabası.
Çok örnekleri var, şiddete uğrayan gazetecileri saysam bu sayfa yetmez.
Birde “filler birbirine girmiş olan çimlere olmuş” misali, hiç düşüncesinde olmadığı tarikat yüzünden kodese giren gazeteciler var.
“Düşündüğünü dile dökmek, dile döküleni hele de yazıya dökmenin ne kadar zor olduğu günleri yaşıyoruz” .
Ülkede herkesin kötüsü gazeteci, sende ne kadar çok eleştiriyorsun! diyen meslekte “hıyarlar ‘da” var, halbuki gazeteciliğin eleştiri meydanını olduğunu bile unutan meslektaşlarla aynı işi yapmanın da acısı var.
Son günlerde bir çok gazeteci kalp krizinden vefat etti.
Neydi onları genç yaşlarında hayattan koparan?
Ekonomik sıkıntı, yaptığı haberlerden dolayı tehditte varan uyarılar.
Demem o ki,
Ülkede çok meslek zorluklardan geçiyor, fakat gazeteciliğin bu gün kadar stresli olduğu günleri görmedim.
Bir taraf daha var gazeteciyi üzen, okumayan bir halk için okunası şeyler yazmak.
Gerçi okunması için farklı şeyler yazmak gereğinin meslektaşlarım için öğrenilmesi gerekli, yoksa her şeyini Belediyelere bağlayan bir yapı olarak onları eleştirilmeyeceğini herkes biliyor aslında.
Ulusal Medya’da durum aynı, ya yandaş olursun! yada, yok olursun, farkındalık yaratan bir tek gazete var oda her gün tehdit içinde yayın hayatını sürdürüyor.
Konuya neresinden bakarsanız bakın, ister ulusal, ister yerel gazetecilik zor zanaat.
Aslında tüm bu zorlukları aşan farklı şeyler yapıp sadece mesleğini yapanlar kahraman olacak, gerisi sıradan insanlar olarak uzun yaşayacaklar, onların kalp krizi geçirmek gibi bir sorunları olmayacak, ne buhran yaşadılar ki, kriz geçirsinler?