‘
Değerli Basın Emekçileri
Her geçen gün daha ağır yaşam koşularına doğru sürükleniyoruz. Siyasal iktidar ekonomik kriz yok, ekonomimiz rekor üstüne rekor kırarak büyüyor diyor. Bize bu büyümeden düşük maaş zamları, yükseltilen adaletsiz vergiler ve gittikçe güvencesiz hale getirilen çalışma yaşamı düştü.
Biz emekçilerin alım gücü her geçen gün daha da azalıyor. İşsizlik artıyor. İğneden ipliğe yağmur gibi zamlar yapılıyor. Hakkımızı istediğimizde salgın var, bunun yarattığı kriz ortamı var diyorlar. Sözde hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemide bize yoksulluk, çaresizlik, dişimizi sıkma düşerken, onlar lüks yaşam içersinde seyri sefa güdüyorlar. Bizim cebimizden alınanlar, patronlara teşvik, vergi affı, vergi yapılandırması ve yeni ihale olarak gidiyor.
Geçmediğimiz yollardan, köprülerden, kullanmadığımız hava limanı ve şehir hastanelerine cebimizden para akıtılıyor. Çarşı, Pazar, marketteki gerçek enflasyon oranları yıllardır saklanıyor. Gerçek olmayan ama resmi olan enflasyon oranlarıyla biz kamu emekçileri ve halkımız kandırılıyor. Bu resmi enflasyona göre maaşlarımıza zam yapıyorlar.
Sonuçta her yıl daha da yoksullaşarak yaşamaya çalışıyoruz. Maaşlarımıza 2020 yılının ikinci yarısında %7,8 zam yapıldı.. Ocak ayından bu yana iki aylık enflasyon oranı o da resmi oran %2.76 olmuştur. Maaşlarımıza yapılan zamlar iki ya da üç ay içerisinde eriyip gitmektedir. Hükümetle masaya oturan sözde ‘’yetkili sendika’’ konfederasyon ise olup bitenleri sadece izlemekte kamu emekçilerini oyalamaktadır. Bu malum sendikanın geçmiş dönemde hükümetin teklifinin altında bir rakama bile imza attığı olmuştu.
Halen çözülmemiş birçok sorun vardır. Sözleşmeli-güvencesiz çalışanların kadroya alınması, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, gelir vergisi, 3600 ek göstergenin çıkarılması ve ek gösterge adaletsizliğinin giderilmesi gerekmektedir.
Değerli Basın Emekçileri
Kovid salgınıyla birleşen ekonomik krizin enkazı yine biz emekçilerin üzerine yıkılmak isteniyor. Kovid salgınına ayrılan kaynakları bahane ederek işçilere, kamu emekçilerine, esnafa, çiftçiye verecek kaynak yok diyorlar. Oysaki devletin resmi rakamları Türkiye’nin pandemi ile mücadelede vatandaşlarına en az nakit destek veren ülke olduğunu gösteriyor. Türkiye’de kovid salgını için toplam 52,7 Milyar TL kullanılmıştır. Bunun 44,2 Milyarı İşsizlik fonundan, 2,1 Milyarı toplanan bağışlardan elde edilmiştir. Devletin hazineden ödediği para sadece 6,4 Milyar TL’dir. Artık aldatılmak istemiyoruz.
Değerli Basın Emekçileri
Bir kez daha tekrar ediyoruz, ısrarcıyız.
– 2021 yılı için %3+%3 maaş artışı dayatılan ‘’TOPLU SÖZLŞEME’’ derhal yenilenmelidir.
– Maaşlarımız gerçek enflasyon oranında ek zam yapılmalıdır.
– Birinci vergi dilimi %15 ten %10’a düşürülmelidir.
– Yoksulluk sınırın kadar olan maaşlardan yapılan kesinti birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
– Temel tüketim mallarından alınan KDV kaldırılmalıdır.
– Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır.
– Yoksulluk sınırı altında geliri olan emekçilerin elektrik, ısınma giderleri, doğalgaz, su, internet giderleri hazineden karşılanmalıdır.
Artık yeter diyoruz. İnsanca yaşam koşulları için ek zam istiyoruz.
KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü
Hüseyin KAYA
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı