Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) COVID-19’un kadınlar üzerindeki sosyal ve ekonomik etkilerine dikkat çekiyor. COVID-19’un sadece bir sağlık tehdidi olmadığını belirten UN Women, COVID-19’un toplumun tüm kesimleri ve ekonomiler için tehdit oluşturduğunu ancak, ücretli ya da ücretsiz tüm bakım işlerinin merkezinde olan kadınları daha fazla ve derinden etkilediğine vurgu yapıyor.
Kadın ve erkekleri farklı şekilde etkileyen COVID-19 gibi salgın hastalıklar, kadın ve kız çocuklarına yönelik mevcut eşitsizlikleri artırırken, engelliler, yoksullar gibi kırılgan gruplara yönelik dolaylı ve doğrudan yapılan ayrımcılıkları daha görünür hale getiriyor.
Sağlık çalışanı kadınlara yönelik eşitsizlikler artabilir
Kadınların, sağlık profesyonelleri, toplum gönüllüleri, bilim insanları olarak salgınla mücadelede çok önemli yeri vardır. Kadınlar tüm dünyada, sağlık ve sosyal hizmet sektörlerindeki işgücünün %70’ini oluşturuyor. Türkiye’de ise hemşirelerin %70’i, ebelerin %100’ü, doktorların ise yarısını kadınlar oluşturuyor. Kriz dönemlerinde sağlık sektörünün üzerine binen yükten kadınlar orantısız olarak etkilenebiliyor.
Bakım yükü kadınların üzerinde!
Dünya genelinde ev ve bakım işlerini kadınlar erkeklere oranla 3 kat daha fazla üstleniyor. Türkiye’de ise bu sayı neredeyse 5 kata ulaşıyor. COVID-19 salgını sebebiyle ailelerin evde kalması kadınların üstlendikleri ev ve bakım işini daha da artıyor. Diğer yandan evden çalışan kadınlar hem iş hem bakım yükünü aynı anda yürütmeye çalışıyorlar. Bu durum çalışma saatlerini artırmış oluyor.
Uzaktan eğitim sistemine geçilmesiyle birçok çalışan anne ve babanın çocuk bakımı sorumluluğu artıyor ve çocuk bakım işleri çoğunlukla kadınlara bırakılıyor. Gündüz bakım evlerinin kapanmasıyla birçok çocuğun bakım sorumluluğu, ebeveynlerin çalışmak zorunda olduğu durumlarda, risk grubu içinde olan büyükannelere veriliyor.
Yapılması gerekenler:
- Ev ve bakım işlerini tüm aile fertleriyle paylaş. Bulaşık, temizlik, yemek yapma gibi ev ve bakım işlerini evde yaşayan herkese bölüştür.
- Çocuk bakımını evin diğer fertleriyle paylaş. Çocuğa bakmak sadece annenin ya da büyükannenin görevi değildir.
- Kronik rahatsızlığın varsa ya da yaşın sebebiyle riskli gruba giriyorsan devletin destek mekanizmalarından yardım al: 112, 155, 156
Aile içi şiddet artıyor!
BM Kadın Birimi’nin 2019 yılında yayınladığı “Değişen Dünyada Aile” raporuna göre, 2017 yılında işlenen kadın cinayetlerinin %58’inde kadınlar aile üyeleri tarafından öldürüldü. Bu da her yıl 50.000 kadının ve her gün 137 kadının öldürüldüğü anlamına geliyor. Aynı rapor, 2018 yılında 15-49 yaş arasındaki kadınların %18’inin eşi ya da partneri tarafından fiziksel şiddete maruz bırakıldığını, dünyadaki kadınların %30’unun eşi ya da partneri tarafından fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz bırakıldığını ortaya koyuyor.
İçinde bulunduğumuz kriz durumlarında ise halihazırda küresel bir sorun olan kadınlara yönelik şiddet artıyor. Salgın sebebi ile aileler evde daha fazla birlikte vakit geçiriyor, sosyal ve ekonomik güvensizlikler, gerginliklerin artmasına sebep oluyor. Buna bağlı olarak aile içi şiddet ve cinsel istismar artış gösteriyor. Bunun yanı sıra, toplumun büyük bir bölümünün evde olduğu sürede dış dünya ile kurduğu dijital ilişkilenme, siber şiddetin artmasına ve özellikle genç kadınların daha fazla siber şiddete maruz kalmasına sebep oluyor.
Yapılması gerekenler:
Şiddete uğruyor isen ya da uğradığını bildiğin birileri var ise başvur:
– Alo 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı (7 Gün 24 Saat Ücretsiz Hizmet Verir)
– Alo 155 Polis İmdat
– Alo 156 Jandarma İmdat
– 112 ACİL
– Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı – 0212 656 96 96 – 0549 656 96 96
– Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Mobil Kadın Destek Uygulaması (Google Play ve App Store)
– Kırmızı Işık Türkiye Vodafone Vakfı Mobil Uygulaması – (Google Play ve App Store)
COVID-19’un kadınlara ekonomik etkileri
Türkiye’de çalışan kadınların %42,2’si temizlik, çocuk bakımı gibi güvencesiz işlerde çalışıyor. Kriz zamanlarında gelirlerini ilk kaybedenler güvencesiz çalışan kadınlar oluyor ve herhangi bir sosyal güvenlik sistemi içerisinde yer almadıkları için işsizlik yardımlarından faydalanamıyorlar.
Kriz yönetiminde kadınların rolü
Kriz dönemlerinde kadınların görünürlüğü ve karar alma süreçlerine katılımı önem taşıyor. Krizlerin toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla yönetilmesi ve kadınların ihtiyaçlarının kriz yönetim planlanmasına dahil edilmesi gerekiyor. Bilim kurulları, pandemi ve kriz yönetim ekipleri gibi mekanizmalarda kadınların özel ihtiyaçlarının da yansıtıldığından emin olmak için kadın temsiliyeti sağlanmalıdır.
Kriz ile mücadelede lider kadınların da önemli bir rolü vardır. Milletvekili, belediye meclis üyesi, muhtar gibi pozisyonlarda bulunan kadınlar, kentteki kadınların ihtiyaç ve beklentilerini planlamalara dahil edebilirler ve hizmetlerden en iyi şekilde faydalanmalarına destek olabilirler.