admin | 30 Temmuz 2024 | Alt Manşet, Genel, Gündem, Manşet, Son Dakika, Sürmanşet, Tüm Manşetler, Yerel Haberler A- A+
Talatpaşa Laboratuvarlar Grubu Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Selma Göller, özellikle küçük çocuklarda görülen yaz ishalleri hakkında merak edilenler ve alınması gereken önlemlere ilişkin bilgiler verdi.
Göller, sıcak havalarda artan su ihtiyacı nedeniyle enfekte suların içilmesi ya da bu sularla yıkanan meyve ve sebzelerin tüketilmesiyle ishallerin daha fazla görüldüğünü belirterek, önlem alınmazsa ishalin ciddi hastalıklara yol açabileceğini söyledi.
Çocuk yaş grubunda ishalin önemli bir problem olduğunu ve ciddiye alınması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Selma Göller, “Fakat bazen ebeveynler normal bir durumu ishal olarak da algılayabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü, ishali 24 saatte üçten fazla sulu dışkılama veya sadece anne sütü ile beslenen bebeklerde her zamankinden daha sık ve sulu dışkılama olarak tanımlıyor. Günlük dışkılama sayısı artmasına rağmen dışkı kıvamı normalse bu duruma ishal denmez” diye konuştu.
Kirli havuz veya deniz suyunun yutulması ishal yapabilir
Uzm. Dr. Selma Göller, şu bilgileri paylaştı: “Erişkin yaşa erişinceye kadar hemen hemen her çocuk halk arasında mide bağırsak enfeksiyonu da denilen, yoğun ishal, karın ağrısı, ateş, kusma ve halsizlikle seyredebilen “akut gastroenterit” geçirebilir. Bu enfeksiyon virüs, bakteri, parazit veya toksinler nedeni ile olabilir ve genellikle iyi pişmemiş, yıkanmamış, hijyeni sağlanmamış gıdaların tüketilmesinden veya kirli, ilaçlanmamış içme sularının kullanılmasından kaynaklanır. Aynı zamanda yaz mevsiminde seyahatlerin artması ve beslenme düzeninin değişmesi, bu mevsimlerde artan sinek ve böcekle temas eden besinler de sebepler arasındadır. Mikrop içeren havuz veya deniz suyunun yutulması ishal oluşturabilir. Bazen insanlar ishal yapan bu mikropları dışkılarıyla, çevreye yakın temas halindeki diğer kişilere de bulaştırabiliyor”
İshalleri önlemenin en önemli yolu el yıkama
İshallerin önlenmesinin en önemli yolunun hijyenden geçtiğini kaydeden Göller şöyle devam etti: “Bilinmeyen suların tüketilmemesi, kişisel temizliğe dikkat edilmesi, ellerin her yemekten önce ve sonra yıkanması çok önemlidir. Özellikle alt değiştirdikten ve tuvaletten çıktıktan sonra eller sabunla iyice yıkanmalı. Bu alışkanlık çocuklara da kazandırılmalı. Kullanılan ve içilen suların klorlanması pek çok mikrobun yaşamasını önler. Şüpheli sular kullanılmamalı, kaynatılmış su veya hazır kapalı su kullanılmalıdır. Alınan sebze ve meyveler bol temiz su ile yıkanmalı. Hazırlanan besinler mümkünse tek öğünde bitirilmeli. Yiyeceklerin taze olmasına, paketlenmiş olanların üzerindeki son kullanma tarihinin geçmemiş olmasına dikkat etmeliyiz. İyi ambalajlanmamış, açıkta satılan gıdalar, pişirilmemiş ya da az pişirilmiş gıdalar, pastörize olmayan süt ve süt ürünleri güvenli değildir, bunları tüketmemeliyiz. Pişirilmiş gıdalar uzun süre açıkta bırakılmamalı, hemen yenmeyecekse mutlaka buzdolabında kapalı kaplarda saklanmalı. Biberon ve bardakları bulaşık halde uzun süre tutmayın. Cam ürünleri tercih edin. Güvendiğiniz markaları alın. Açıkta satılan gıdaları almayın. Genel kullanıma açık tuvaletleri zorunda kalmadıkça kullanmamalı, eğer kullanılacaksa dikkatli olup, sık sık el yıkamayı unutmamalıyız”
Anne sütü de koruma sağlıyor
Enfeksiyon durumunda ebeveynlere büyük iş düştüğüne dikkat çeken Uzm. Dr. Selma Göller şu tavsiyelerde bulundu: “Halk arasında yanlış bir inanış sonucu ishalli çocuklara, ishali artırır endişesiyle su ve sulu besinlerin kısıtlanması, ishalin uzamasına, ağırlaşmasına ve buna bağlı başka hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenle ishal olan çocuğa bol sıvı verilmelidir. Anne sütüyle beslenen bebeklerde, anne sütü ishalin en önemli ilacıdır. Büyük çocuklarda yoğurt çok önemli bir besin kaynağıdır. Ayran şeklinde de verilebilir. Az miktarda tuz atmalı, sık sık az miktarda beslenmeye dikkat edilmelidir. İshal olan çocuk asla aç ve susuz bırakılmamalı. Doktora danışmadan antibiyotik dahil herhangi bir ishal ilacı asla kullanılmamalıdır”