Çocuklarımızı, gençlerimizi, geleceğimizi aydınlatırken, kendilerini tüketen öğretmenlerimizin, günümüzde zor şartlar altında çalıştıklarını ve buna rağmen büyük özveriyle görevlerini yerine getirdiklerini biliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün milletine gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefine ancak ve ancak öğretmenlerimizin insanüstü çabası ve özverisi ile ulaşabiliriz.
Bu yüzden öğretmenlerimizi el üstünde tutmamız ve onların işlerini dünya standartlarında yapabilmeleri, kendilerini geliştirebilmeleri için gerekli tedbirleri almalıyız.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş yarınlara, öğretmenlerimizin özverisi olmaksızın ulaşmak olanaksızdır.
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk, “Yeni kuşak en büyük Cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. Eğitimdir ki; bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır, ya da bir milleti sefalet ve esarete terk eder” tümceleriyle öğretmenlerin ve eğitimin önemine gerekli vurguyu yaparak, bir çok konuda olduğu gibi, hayatın bu kulvarında da izlenmesi gereken yolu Türk Milleti’ne göstermiştir.
Ne yaparsak yapalım, ne söylersek söyleyelim; öğretmenlerimize olan minnet borcumuzu ödeyemeyiz ama bu kutsal mesleğin öneminin daha iyi anlaşılmasını ve bu anlamda gerekenlerin yapılmasını sağlayabiliriz
Aydınlık bir geleceğe ancak bilgi, bilim ve bunları sağlayacak çağdaş eğitimle yürüyebileceğimizi kesinlikle akıldan çıkarmamalıyız.
Ülkemizi çağdaş yarınlara ulaştırmanın tek yolu kaliteli ve evrensel eğitimi çocuklarımızla buluşturmaktan geçmektedir. Bunu sağlayacak olan öğretmenlerimizin de aynı bilimsel ve modern yöntemlerle çalışması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Ben de bir öğretmen eşiyim ve bu onurlu bir görevi, büyük fedakarlıklarla yapan öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en kalbi duygularımla kutluyorum.
Bizleri yetiştiren öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum.