ANKARA – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda eğitimde öğretmen ve öğrenciyi merkeze alan, çağdaş, bilimsel, laik, kamusal ve parasız bir modelin uygulanmasını istedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda süren Milli Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmelerine katılan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, eğitimde sorunları yok sayan, çözüm üretmeyen ve halkı gözetmeyen her girişime karşı mücadele edeceklerini söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi ve politikalarının tartışıldığı komisyon görüşmelerinde söz alan Ayhan Barut, “16 yıllık AKP Hükümetleri döneminde yoğun bakımda olan ve hala can çekişen eğitim sistemini karşı sorunlara çözüm üreten ve ‘Halkçı bir bütçe’ anlayışının yaşam bulmasını istiyoruz” dedi.
‘EĞİTİM YAP-BOZ TAHTASINA DÖNDÜRÜLDÜ’
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un da katıldığı bütçe görüşmesinde konuşan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, şunları kaydetti:
“Ülkemizin kurucusu, Büyük Önderimiz ve Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizi gençlere, gençlerimizi de öğretmenlerimize emanet etmişti. Ve ilk iş olarak işgalden kurtarılan güzel ülkemizde eğitim seferberliği başlatmıştı. Çünkü biliyordu ki, eğitimsiz kalkınma, gelişme ve ilerleme mümkün değildi. Harf devriminden eğitim hamlesine kadar her şey, çağın gereksinimlerine uygun bir model geliştirme üzerine kuruluyordu. Oysa bugün yazık ki Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin ayaklar altına alınmaya çalışıldığı ilk günlerden bu yana eğitimin hep geri bırakılmaya çalışıldığını görüyoruz. 16 yıllık AKP iktidarı döneminde de eğitim sistemimiz bilimsel, laik, modern ve çağdaş bir yapıya kavuşturulmamış, aksine yap-boz tahtasına döndürülerek içinden çıkılmaz bir hale getirilmiştir.”
ÜCRETLİ VE SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERE DİKKAT ÇEKTİ
Başöğretmen Atatürk’ün, “Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir” sözünü aktaran Ayhan Barut, şöyle devam etti:
“Büyük Önderimiz Atatürk bunları dile getirirken, fikri ve vicdanı hür bireyler yetiştirmekten söz ederken de önceliği öğretmenlerimize vermişti. Toplumların uygarlık düzeyinin öğretmene verdiği değerle ölçüldüğünü çok iyi biliyordu ve bunun gereğini yapıyordu. Mesela Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923 yılında öğretmen maaşları tam 20 Cumhuriyet Altını’ydı. AKP iktidara geldiğinde 4.5 Cumhuriyet Altını’ydı. 2018 yılı başında maaşları 2.4 Cumhuriyet Altını’ydı ve ekonomik krizle birlikte çok daha gerilere indi. Hele bu çağda kölelik düzeni gibi sözleşmeli, ücretli öğretmen uygulaması var. On binlerce sözleşmeli öğretmen asgari ücretle çalışıyor. Taşeron işçi gibi ders saat ücretiyle çalıştırılan binlerce öğretmenimiz bulunuyor. Bunların hali daha da iç karartıcı.”
PARALI EĞİTİME TEPKİ
1980 darbesi ve Özal dönemiyle birlikte eğitim-öğrenimde para odaklı bir süreç başlatıldığını ifade eden CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, şöyle konuştu:
“Anayasamızda olmasına karşın parasız eğitim-öğrenim devri bitti. Turgut Özal’dan sonra para odaklı eğitim piyasasına en büyük destek Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. 2002-2003 öğrenim yılında bin 235 olan özel okul sayısı bugün 11 bin 830’a ulaştı. Cumhuriyet tarihi boyunca eğitim sisteminde yüzde 3’ü aşamayan özel okulların payı AKP teşviğiyle yüzde 10’u geçti. 13 milyar dolarlık büyüklükle eğitim-öğrenim sektörü devlet himayesinden çıkarılıyor. Ekonomik kriz dönemi olan 2002 yılında bile eğitim bütçesinden yatırıma ayrılan pay yüzde 17 iken, bu yıl oran yüzde 8’e düşürüldü. AKP geleceğimiz olan çocukları İmam Hatip veya özel okullara yönlendiriyor. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu 22’inci maddesi değiştirildi, ‘İlköğretim, devlet okullarında kız ve erkek çocukları için zorunludur ve parasızdır’ ifadesi çıkarıldı. Yasak denilse de okullarımız bugün velilerden alınan bağış paralarıyla ayakta durmaya çalışıyor. AKP eğitimden sosyal devleti hızla çıkardığı için kamu okullarının harcamalarını veliler üstlenmek zorunda kalıyor.”
“EĞİTİM BÜTÇESİ TEMEL İHTİYAÇLARI BİLE KARŞILAMIYOR”
Öğretmenlerin insanca bir yaşam istediğini dile getiren Ayhan Barut, şunları vurguladı:
“Çoğunluğu hayırseverlerin katkısıyla yapılan yeni okulların projeleri eski. İnatla 30-40 yıllık projeler yapıldığı için bina yapısından labarotavurlarına ve dersliklerine dek her şey ilkel. Açlık ve yoksulluk sınırındaki maaşlarla geçinmeye çalışan öğretmenler, ders ücretleri karşılığını alamıyor. Öğretmenler 2-3 nöbet tutmaya zorlanıyor. İnsanca yaşayacak ücret ve çalışma koşulları isteyen öğretmenler, sendikalar işlevsizleştiriliyor. Sadece ders ücretiyle çalıştırılan sözleşmeli ve ücretli öğretmenler eğitim sistemimize yakışmıyor. 2008 yılının gerisinde eğitime bütçe ayrılıyor. Üstelik bütçe demirbaş ve personel gideri olarak hesaplanıp temel ihtiyaçları karşılamaya bile yetmiyor. Bu durumda bilimsel, laik, kaliteli ve nitelikli eğitimden söz etmek mümkün mü? Bütçeye göre kişi başına düşen bütçe miktarı çok trajik bir halde. Bu nedenle eğitimde yüksek hedefleri düşünmek hayal oluyor.”
“SORULARIMIZA NİYE YANIT VERMİYORSUNUZ?”
Kalıcı hale getirilen ileri saat uygulaması nedeniyle öğrencilerin gece karanlığında okula gitmek için yola çıktığını anımsatan Ayhan Barut, şunları ifade etti:
“Dayatılan yıllık saat uygulamasına karşı 12 Eylül’de yönelttiğimiz soru önergesine 2 ay geçtiği halde yanıt bile vermediniz. Meclis İçtüzüğü’ne göre soru önergelerimizi 15 gün içinde yanıtlamak zorundasınız. Neden yanıt vermiyorsunuz? Tekli eğitim önemli ama saatler o kadar sıkışık ki öğle aralarında öğretmen ve öğrenciler yemek bile yiyecek zaman bulamıyor. Okullarımıza alınan Suriyeli öğrenciler dil ve uyum sorunu yaşıyor, bu tüm sınıf ve okulları yıpratıyor. Ezbere dayalı, pratik imkanı sunulmayan, çağın gereksinimlerini karşılamayan eğitim modelini acilen terk etmemiz gerekiyor. Eğitimde öğretmen ve öğrenciyi merkeze alan, bilimsel, laik, nitelikli, kamusal ve parasız bir model uygulanmazsa çözüm mümkün değildir.”