Hoşgeldiniz  
ads

Vicdan

admin | 08 Nisan 2019 | Köşe Yazıları


admin
yalcin_s_1963@mynet.com

2016-2018 yılları arasında canına kıyan 42 kişi vardı. İntihar sayısı daha fazlaydı ama bu 42 kişi aynı meslektendi. Merve Çavdar henüz ömrünün baharında 25 yaşındaydı. Halil Mustafa Bozkurt bir tavana asılı bulunduğunda 32 yaşındaydı.

İşte o; Merve ve Halil Mustafa gibi canına kıyan 42 kişinin tamamı atanamayan öğretmendi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise yaşananları “Gösterişçi intihar eylemi” olarak nitelemişti.

**

Kanser tedavisi gören bir genç kız, yıllar önce Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’dan tedavisi için yardım istemişti. Bakan üniversite öğrencisi gencin cebine para koyup, “Git ilaçlarını kendin al. Parayı da düşürme” diye uyarmıştı. Genç kız, “Ben dilenci değilim, tedavim için yardım istedim” diyerek  cebine konulan parayı Bayraktar’ın eline tutuşturup gözyaşları içinde uzaklaşmıştı. 2018 Ocak’ta Dilek Özçelik adlı henüz 27 yaşındaki o genç kız, hayatını kaybetti.

**

AKP Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, 31 Mart seçimine üç gün kala işsiz olduğunu söyleyen bir gence, “boş boş gezme ya” diye bir ifade kullandı. Adana’da eşi bir yıla aşkın süre işsiz kalan ve ev kirasını aylarca ödeyemeyen 26 yaşındaki Emine Akçay’ın intiharı ise bir trajediyi aratmıyordu. Çocukları üşüyordu. Oduncuya gitti. Cebindeki son parayı uzattığında oduncu; ‘Bacım bu paraya odun mu olur?’ dediğinde o ısrar etti. Bir çuval odunu alıp evine geldi. Yağmur yağıyordu, odunlar ıslandığı için yanmadı. Çocuklarının ısınması için saç kurutma makinesini çalıştırdıktan sonra yandaki odaya gidip, tavandaki salıncak demirine ip bağladı ve hayatına son verdi.

*

11’i çocuk 12 kişi küle dönmüştü Süleymancıların yurdunda. Soma’da, Ermenek’te yaptıkları gibi ‘kader’ deyip çıkıverdiler işin içinden. O, meleklerin ölüm yıldönümünde ise AKP’li Osman Mesten, “Aladağ’ı anmak provokasyon” demişti.

*

16 Nisan’daki Anayasa değişikliği referandumu öncesinde ‘Hayır’ oyu kullanacaklara Osmaniye’nin Düziçi Belediye Başkanı Ökkeş Namlı, “şerefsiz” diyerek hakaret etmişti.  Şimdi o  Ökkeş Namlı, seçimi kaybetti. Rakibi Alper Öner yüzde 58 oyla ezip geçti.

*

Yıllarca en kirli dili kullandılar. Bu kadar ayrıştırıcı bir dil, bu kadar nefret söylemi nedir, Allah aşkına? 31 Mart seçimlerinde de “Zillet, illet” dediler. Kendi halkını ‘terörist’ diye suçlar mı insan? Yalanla, baskıyla, zulümle ne çekti bu millet, değil mi? Biz ne ara bu kadar kötü olduk, niye olduk?  KHK ile işten atılanlar, lüks, şatafat, büyüyen yoksulluk, işsizlik derken zamların adı güncelleme olurken kadına, çocuğa şiddetin geldiği boyut alnımızda kara bir leke gibi dururken, ülke borç batağına saplanırken geldik bu güne…

*

31 Mart, belki de bir sonun başlangıcıdır. Patatesin, soğanın, biberin zaferi ya da de tencerenin kazandırdığı bir seçim olmuştur. Tencerelerde aş yerine dert kaynamaya başlayınca; İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Mersin gibi iller gitti ellerinden.

**

Bunca nefret söylemi arasında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu ise sokakta fıstık satan bir gence; “Çalışmak güzel ama okul ne durumda?” diye sordu. Genç, “Maddi durumum elvermedi. Utandığım için söyleyemedim” dediğinde; “Sen utanma biz utanalım” dedi ve ekibine o gence sahip çıkılması için talimat verdi. Aradaki farkı görüyor musunuz?

*

İşte bu ülkenin; her şeyden önce önüne gelene hakaret eden, ırkçı, şoven, hainlikle suçlayan söylemler yerine neye ihtiyacı var biliyor musunuz; vicdana…

1497 Kez Görüntülendi.
Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

© 2017 Gerçek Adana Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.