Hoşgeldiniz  
ads

Uyan!

admin | 22 Mart 2018 | Köşe Yazıları


admin
yalcin_s_1963@mynet.com

Satmakla meşgulüz şimdi. Kimi şeker fabrikalarını satmakla meşgul, kimi onurunu, geçmişini, anılarını… Neleri satmadık ki bu ülkede. Az mı sattık yani balar gibi, paşalar gibi…
*
Telekom, Tekel, Tüpraş, Petkim, Et Balık Kurumu, SEKA, baraj, limanlar… Tarım ülkesiyiz. Her şeyi sata sata en sonunda el kapılarından saman ithal etmeye başladık.
*
Ülke ülke et ithal ettik. Bu ülkenin tarihinde ilk kez Kurban bayramında bile yurtdışından angus getirdik. Bu ülke koca bir tahıl ambarıydı adeta. En sonunda buğdayı da ithal ettik.
*
Kalelerimiz gitti elden. Sonra bir büyüme hikayesiyle avutuldukça avutulduk. Toprağımız kirlendi. En güzel ürünlerin bir zehir olduğu ortaya çıktı. Nişasta bazlı şekerin neredeyse içine katılmadığı ürün kalmadı. Yavaş yavaş zehirliyormuşuz da meğer, bizi yönetenler buna göz yumuyormuş.
*
Akla gelecek ne kadar kötülük varsa hepsine mi tanık olur insan 10-15 yıl içinde. Özelleştirme adı altında peşkeş, satış, ithalat, insan sağlığının hiçe sayılması. Artık göllerimiz bile kurumaya yüz tuttu. Allah aşkına HES’lerin, kömür santrallerinin, kirletilen akarsuların bu ülkeye ne faydası var?
*
Allah aşkına ağaç kesmenin, en güzel doğa harikalarının kalbine girmenin, dağı, taşı, tohumu toprağı yok etmenin bu ülkeye iğne ucu kadar yararı var mı? Yatırım yok, istihdam yok, üretim yok! Tüket, yok et, tahrip et, katlet!
*
Havayı, suyu, nehirleri, denizleri kirlettiler. Yetmedi insanları da kirlettiler. Fesli soytarılar, meczuplar, çocuk tacizcisi dinciler türedi. Ne kadar ahlaksız, Allahsız, kitapsız, bezirgan pislik varsa ekranların baş köşesinde fetva verdiler.
*
Altı yaşında çocukla evlenilebileceğini söyleyenden, asansörde kadın erkeğin bir arada olmaması, kız çocuklarının diri diri gömülmesi, yataktan, yorgandan halvet olunacağı gibi bir yığın deli saçmasıyla milletin gözünün içine baka baka o kadar mide bulandıran ifadelerle çıktılar ki karşımıza…
*
Doğa tahrip edilirken, bir yandan ülkenin kaynakları peşkeş çekilirken, hak ve özgürlükler budanırken, adalete olan güven her geçen gün biraz daha azalırken; kadın cinayetlerinde, çocuk ve kadın tacizlerinde, şiddette korkunç bir patlama oldu.
*
Sonra bir yandaş kadın çıkıp, “Son günlerde özellikle kadın problemlerini konuşurken sürekli şiddeti, ezilmiş kadınları gündeme getirenleri esefle kınıyorum” dedi. Ensar pisliğine, Özgecanlar’ın, Gizemler’in vahşice katledilmesine, madenlerde toplu ölümlere, cihatçı katillerin ve terör örgütlerinin bombalı saldırılarındaki toplu katliamlara, 10-15 yıl içinde tanıklık ettik etmesine de hala ne güzel susuyoruz değil mi?
*
Gittikçe yalnızlaşıyor, yoksullaşıyor, mutsuzlaştırılıyoruz. Din, iman, Allah, kitap, Kur’an, diye diye geleceğimizi çalışıyorlar da biz hala uykudayız.
*
Alaattin Us’un dediği gibi:
Yakılmış yıkılmışlığımsın/ Ve hainliğimsin/ Umutsuzca çaresizce/ Ölmüşlüğümsün / Diyar diyar, katar katar sürülmüşlüğümsün/ Sen halkımsın
Oy benim yüzü gülmeyenim/ Oy benim gözleri görmeyenim/ Oy benim deryayı bilmeyenim / Sen halkımsın.
*
Ey halkım; Uyan derin uykudan uyan!

1406 Kez Görüntülendi.
Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

© 2017 Gerçek Adana Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.