24 Haziran’da yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri sonrası CHP’de başlayan olağanüstü kurultay tartışmaları, genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Seçim sonrası Muharrem İnce’nin Genel Başkan olmasını destekleyerek bırakacaktım; İnce ile hareket eden Yaşar Tüzün’e de aktardım. Genç, dinamik, bu işi götürür diye düşünmüştüm ama o kavga çıkardı; olmayacağını anladım”, “Deli miyim kardeşim ömrü billah bu koltukta oturacağım; Genel Başkan koltuğuna oturmanın ne büyük delilik olduğunu bilmiyor muyum?” ifadeleri sonrası boyutlandı.
Sarıkaya, “CHP’de Kılıçdaroğlu sonrası için hazırlık” başlığıyla yayımlanan yazısında, söz konusu açıklamalardan en çok Kılıçdaroğlu ile hareket eden ekibin etkilendiğini söyledi.
Sarıkaya, kulislere dayandırdığı yazısına şöyle devam etti:
“Vardıkları kanaat Kılıçdaroğlu’nun görevinden ayrılacağı yönünde. Bunun zamanlamasına ilişkin bir öngörüleri yok, ancak Kılıçdaroğlu’nun yıllardır dile getirdiği partideki yeniden yapılanmayı tamamladığı anda bu yönde adım atacağı yönünde. Kılıçdaroğlu’na destek verenlerle birlikte, İnce ile hareket etmeyen muhalefeti buluşturan da bu nokta. Hedefleri, İnce’ye, ‘Parti için puan toplarken, kendin için adım attığında bunu tüketiyorsun’ mesajını vererek yerel seçim öncesi ortaya çıkan gerilimi düşürmek. Geçen sandıkta Yalova’da gösterdiği eforu da anımsatıp İnce ve ekibini yerel seçime odaklı hale getirmek. Ancak, Kılıçdaroğlu’nun bırakmasıyla birlikte yerine namzet olarak gösterilebilecek birkaç ismi ve ekip hareketini de yaratmak. CHP’nin bundan sonraki sürecinde karizmatik bir lider yerine, her kesimi kucaklayan bir ekip hareketinin fayda sağlayacağına inanıyorlar. ‘Değişim zorunlu olduğunda birkaç isim ve kadro çıkabilmeli, bu partiyi daha da zenginleştirir ve yenileşmenin önünü açar’ görüşü hakim. Kendileri dile getirmiyor ancak aktardıklarından uzun yıllar iktidarda kalan Japonya Liberal Demokrat Parti örgütlenmesine benzer bir yapıyı hedefledikleri sonucu çıkarılabilir.”