Hoşgeldiniz  
ads

Böcek Isırıkları ve Sokmalarında Ölüm Riski! İlk 20 Saniye Kritik

admin | 27 Ağustos 2024 | Alt Manşet, Genel, Gündem, Manşet, Son Dakika, Sürmanşet, Tüm Manşetler, Yerel Haberler A- A+

Sıklıkla yaşanan böcek ısırıkları ve sokmaları özellikle yaz aylarında artış gösteriyor. Prof. Dr. Su Küçük, ciddi vakalarda böcek ısırıkları ve sokmalarının şiddetli, ölümcül, sistemik bir alerjik reaksiyon olan anafilaksiye neden olabileceğini söyledi.

Yaz aylarında en sık yaşanan sorunların başında böcek ısırıkları ve sokmaları geliyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Kuzey ülkelerinde mevsimsel bir özellik göstermekle birlikte ev ortamında yıl içinde de bu tablo ile karşılaşılabiliyor. Böcek sokmaları ve ısırıkları ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlem Su Küçük, ciddi vakalarda böcek ısırıkları ve sokmalarının şiddetli, ölümcül, sistemik bir alerjik reaksiyon olan anafilaksiye neden olabileceği konusunda uyardı.

Orman ve çimenlik alanlara dikkat

Prof. Dr. Su Küçük, böcek ısırıkları ve sokmalarına ilişkin risk faktörlerinin çevreyle ilişki içinde olduğunu söyledi. “Su kütlelerinin veya sulak alanların yakınında yaşayan insanlar, sivrisinekler, ısıran tatarcıklar veya üremek için suya ihtiyaç duyan diğer böcekler açısından risk altındadır” diye uyarılardan bulunan Prof. Dr. Su Küçük, ormanlık veya çimenlik alanların yakınında yaşamanın kene ısırıkları için bir risk faktörü olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Su Küçük, diğer risk faktörlerini şöyle sıraladı: “Hayvanlar ile özellikle atlar, köpekler veya kedilerle yakın temasta olan kişiler, sinek ve pire ısırıklarına karşı risk altındadır. Bahçecilik veya arıcılık gibi mesleki tehlikeler, böceklere özgü ısırık veya sokma riskini artırır.”

 Ölümcül olabilir

Böcek ısırıklarının ve sokmalarının genellikle hafif, lokal, alerjik reaksiyonlara neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Su Küçük, “Gecikmiş aşırı duyarlılık ve anafilaksi (alerjik reaksiyon) dahil sistemik reaksiyonlar nadirdir ancak ortaya çıkabilir. Çoğu böcek ısırığı ve sokması, lokal inflamatuar yanıtla sonuçlanır. Geniş kızarıklık, kaşıntı ve şişlik alanları oluşabilir. Veziküler veya büllöz lezyonlar da ortaya çıkabilir. Tabloya sıklıkla sekonder enfeksiyonlar eklenir” dedi.

2 ila 10 yaş arasında daha yaygın

 “Böcek ısırığı veya sokmalarına karşı yaygın bir tepki papüler ürtikerdir” diyen Prof. Dr. Su Küçük, böcek ısırığının neden olduğu aşırı duyarlılık reaksiyonunun 2 ila 10 yaş arasındaki çocuklarda yaygın olduğunu belirterek “Ancak ergenlerde ve yetişkinlerde de ortaya çıkabilir. En sık neden olanlar akarlar, keneler, pireler, sivrisinekler ve sineklerdir” diye ekledi.

 Prof. Dr. Su Küçük, böcek ısırıklarında ve sokmalarında en sık görülen reaksiyonları şöyle sıraladı: “Küçük, kırmızı, kaşıntılı kabarıklıklardır; tipik kızarıklık ve ısırıktan kısa süre sonra kabarma görülür, bu durum hastaya nedeninin kesin bir açıklamasını yapmayı zorlaştırır.”

Bu işaretlere dikkat! Prof. Dr. Su Küçük, böceklerin neden olduğu durumları şöyle ifade etti: “ Tek işaret veya kabarcıklar, kene, at sineği, sivrisinek veya çiçek böceği ısırığı veya sokması olabilir. Acı verici olma eğilimindedir.  Çok sayıda küçük kırmızı papül, sivrisinek, pire, tatarcık, akar veya tahtakurusunu akla getirir. Tahtakuru ısırıkları, birden fazla sayıda ve yüz ve boyun gibi maruz kalan bölgelerde gece boyunca meydana gelir. Vücudun diğer kısımlarında da görülebilir.  Evcil hayvanlardaki pire ısırıkları genellikle dizlerin altında meydana gelir.  Örümcek ısırığı sonrasında iki küçük diş izi görülebilir. Kene ısırıkları çoğunlukla ağrısızdır.”

Dikkat çeken lösemi detayı

Prof. Dr. Su Küçük, artropodlara (eklem bacaklılar) karşı olağandışı reaksiyon veren hastaların lösemi açısından değerlendirilmesi uyarısında bulunarak şunları söyledi: “İnsan bağışıklık yetersizliği virüsü (HIV) veya kanser hastaları da dahil olmak üzere bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda ateş, halsizlik, baş ağrısı ve lenfadenopati gibi daha ciddi lokal alerjik reaksiyonlar ve sistemik belirtiler gelişebilir.”

Ciddi vakalarda “Böcek ısırıkları ve sokmaları, alerjiye neden olan bir maddeyle temastan sonra aniden ortaya çıkan şiddetli, potansiyel olarak ölümcül, sistemik bir alerjik reaksiyon olan anafilaksiye neden olabilir” uyarısında bulunan Prof. Dr. Su Küçük, “Anahtar klinik semptomlar arasında hızlı başlangıç, deri veya mukoza tutulumu ile birlikte kardiyovasküler veya solunum semptomları yer alır” diye konuştu.

Dörtte biri böcek sokması ile ilgili

“Anafilaksi olgularının neredeyse dörtte biri böcek sokmaları ile ilişkilidir” diye konuşan Prof. Dr. Su Küçük, şu açıklamalarda bulundu: “Hymenoptera (zarkanatlılar) grubunda bal arıları, eşek arıları ve karıncalar yer almaktadır. Böcek sokmalarına bağlı hipersensitivite atopik yatkınlığı olan hastalarda daha sık görülür ve bu tablo altta yatan mastositozun da bir belirtisi olabilir. Mast hücre hastalığı olan hastalar, böcek ısırması ve sokmalarından, özellikle de arı veya yaban arısı sokmasından sonra anafilaksi açısından dikkatle değerlendirilmelidir. Arı sokmalarını takiben anafilaksi olmaksızın atrial aritmiler geliştiği bildirilmiştir. Arıların ölümcül saldırılarında akut böbrek hastalığı gözlenebilir.”

İlk 20 saniye kritik

 Prof. Dr. Su Küçük, lokal böcek ısırığı veya sokması reaksiyonları (örneğin, kızarıklık, şişme, kaşıntı ve ağrı) için şunları önerdi: “Oral antihistaminikler, ağrı kesici ilaçlar ve soğuk kompreslerle semptomatik tedavi uygulayabilirsiniz. Isırıklardan korunmanın en iyi yolu koruyucu giysi ve haşere kovucuların kullanılmasıdır” ifadelerini kullandı. “İğnenin erken çıkarılması ilave zehir enjeksiyonunu azaltabilir” diyen Prof. Dr. Su Küçük, zehir aktarmanın yüzde doksanın 20 saniye içinde tamamlandığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu nedenle müdahale yalnızca hemen gerçekleşmelidir. Büyük lokal reaksiyonların boyutu 24 ila 48 saat içinde artar, sokma bölgesinin ötesinde şişmeye neden olur ve düzelmesi 5 ila 10 gün sürebilir. Büyük lokal reaksiyonları olan hastaların %10’a kadarında gelecekte sistemik reaksiyonlar gelişebilir ve bir önlem olarak enjekte edilebilir epinefrin reçete edilmelidir. Bazen şişliği azaltmak için oral kortikosteroidler de kullanılır. Bu alerjik reaksiyonlarda antibiyotiklerin faydası yoktur. Anafilaksi mevcut olduğunda hasta derhal enjekte edilebilir epinefrin ile tedavi edilmeli ve acil servise nakledilmelidir. Anafilaksi geçiren hastaların acil servisten taburcu olduktan sonra alerji uzmanı tarafından görülmesi gerekir.”

81 Kez Görüntülendi.
Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

© 2017 Gerçek Adana Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.