admin | 14 Mart 2018 | Ekonomi, Genel, Sürmanşet A- A+
İLİMİZDEKİ AYÇİÇEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ VE SORUNLARI
Bitkisel yağ ihtiyacının karşılanması, öncelikle üreticilerimizin yüksek verimli, mildiyö hastalığına ve orabanş yabancı otuna dayanıklı sertifikalı tohumluk kullanması, dekardaki bitki sayısı, uygun toprak işleme, çapa, tarımsal mücadele ve ekim nöbeti yanında sulama imkanlarının olduğu yerlerde bilinçli bir sulama ve gübreleme yapması, üreticilerin bu konudaki yeterli bilgi birikimleri ile tane yağ verimi ve kalitesinin yükseltilmesiyle mümkündür.
Ayçiçeği, İlimizde 2005 yılından beri buğdayla münavebeli olarak 600.000 dekara yaklşan ekimi ile yetiştirilen önemli yağlık bitkilerden biridir. 2016 yılı ekim alanı 539.542 da iken 2017 yılında 580.000 da olmuştur. Temmuz ve Ağustos aylarında hasat yapılmıştır. Verim ortalaması 336 kg/da olup, fiyat 1.60-1.65 TL/Kg olmuştur. 2018 Yılında Bakanlığımız tarafından ayçiçeğine 40 krş/kg ürün fark desteği, 19 TL/da yakıt desteği ve 4 TL/da gübre desteği yapılmaktadır.
Ekilişinin yapıldığı ilk yıllarda Mildiyö hastalığı ve Orabanş yabancı otu görülmezken, ekiliş alanının artması ile hastalık, zararlı ve yabancı otlar da ekonomik olarak etkili olmaya başlamıştır. Mildiyö hastalığına dayanıklı çeşitler kullanılarak bu sorun çözülmeye çalışılmaktadır. 2017 yılında ekim sonrası yağışlı geçtiği için mildiyö hastalığı görülmüş olup, bazı üreticilerimiz ürünlerini sökmek zorunda kalmıştır. Üretici şikayetleri değerlendirilmiş, sürveyler ve eğitim çalışmaları yapılmıştır.
Mildiyö ve orabanş konularında üreticilerimiz büyük sorunlar yaşamaktadır. Kullanılan çeşitler bölgemizdeki mildiyö ve orabanşın tüm ırklarına dayanıklı olmayıp, toleranslıdır. Ayrıca mildiyö hastalığı ve orobanş da dayanıklı formlar geliştirmektedir.
Mildiyö etmenin hastalık yapması hava koşullarına sıkı sıkıya bağlı olduğundan hastalık bazı yıllar hiç görülmeyebilir. Yağışlı olan yıllarda erken ekim yapılmaz. Geç ekimde de toprak hazırlığı çok iyi yapılarak ekim yapılmalıdır. Hastalık belirtileri etmenin bitkiyi yakaladığı döneme göre değişmektedir. Etmen tohumla da taşındığından ve ayrıca bitki artıkları üzerinde kışlayabildiğinden henüz toprak yüzüne yeni çıkmış fidelerde çökerten belirtileri görülür. Bitkiler toprak yüzeyine devrilirler. Bu dönemi atlatan bitkilerde kök ve kök boğazı enfeksiyonları, sistemik enfeksiyonlar ve lokal yaprak lezyonları görülür. Bunlardan en yaygın görülen belirti tipi sistemik enfeksiyonlardır. Patojen, toprak suyu ile ayçiçeğinin köküne enfekte eder ve onun iletim demetlerine emeçlerini salarak beslenmeye başlar. Fide döneminde enfekte olan bitki büyürken patojen de dokular içinde gelişir. Bu tip bitkiler bodur kalırlar. Yaprakların birbirlerine yaklaşması sonucu rozetleşme görülür. Yaprakların damarları boyunca açık sarı bir renk değişimi ( Klorozis) dikkati çeker. Nemli havalarda lekelerin altında etmenin beyaz renkli fungal örtüsü görülür. Hasta, bodur bitkiler tarlada kolayca fark edilebilir. İki yapraklı dönemde, 0-100 dekar alanda 5 farklı yerde 20 m sıra uzunluğundaki bitkiler sayılır ve bu oran % 5’e kadar sorun oluşturmaz. Fazla ise böyle yerlerde hastalıklı bitkiler temizlenerek daha önceden yetiştirilmiş sağlıklı fideler ekilebilir veya sökülebilir. Hastalığın % 50 ve üzerindeki bulaşmış olduğu tarlalar kesinlikle sökülmelidir.
Her orabanş (canavar otu) bitkisi 5.000-100.000 adet tohum oluşturur ve rüzgarla kilometrelerce uzaklara taşınabilir. Yaygınlaşması üretim alanlarını sınırlandırmaktadır. Değişik çevre ve iklim koşullarında yeni fizyolojik ırklar oluşturmakta ve bunlara dayanıklı ayçiçeği geliştirilse bile, tekrar ortaya çıkarak problem olmaktadır. Ayçiçeği çeşitlerinin orabanş (canavar otu) parazit bitkisine dayanıklı ve toleranslı olmaları, ancak üretim alanlarında yine orabanş (canavar otu) parazit bitkisinin görülmesi önümüzdeki yıllarda ilaçlanabilen Clearfield çeşitlerin yaygınlaşmasını zorunlu kılacaktır.
Hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadelede uzun süreli ekim nöbeti(5-7 yıl), derin toprak işleme, iyi bir toprak hazırlığı, tavda ekim ve yağışlı yıllarda geç ekim yapılmalı (15 Mart sonrası); toprak analizi ile bitkinin istediği kadar besinin gübreleme ile öncelikle doğal veya suni gübrelerle verilmesi; tohum ilaçlaması yapılması; çapa, seyreltme ve zirai mücadele gibi bakım işlemlerin zamanında yapılmasıyla birçok zararlının zararı önlenmiş olacaktır. Ayçiçeği yetiştirilen topraklarımız genellikle verimsiz topraklar olduğundan verimde olacak önemli düşüşlerin engellenmesi için, öncelikle dekara 4-6 ton doğal gübre kullanılmalıdır. İlimizde ayçiçeği susuz alanlarda yetiştirilmektedir. Tabla ve çiçeklenme dönemindeki yağışların verime olumlu etkisi yüksek olmaktadır. Bilinçli bir sulama ve gübreleme imkanlarının sağlandığı alanlarda uygun yetiştiricilik ve bakım koşulları sağlanması ile verim ve kalite(%50) önemli miktarlarda artacaktır.
Ülkemizde ve dünyada bu konuda yoğun olarak gerek dayanıklı çeşit geliştirme, gerekse orobanşın kimyasal olarak kontrolü şeklinde araştırmalar devam etmektedir. Tohum Üretici Firmaları ve Araştırma Kuruluşları tarafından her yıl saha çalışmaları titizlikle yapılmalı, var olan mildiyö ve orobanşın tüm ırklarına karşı dayanıklı olan sertifikalı çeşitler konusunda önceden planlamalar yapılmalıdır ve dayanıklı çeşitler üreticiye sunulmalıdır. Orabanş otu ve mildiyö hastalığının tüm ırklarına dayanıklı çeşit olmadığından yüksek