Eğitim Sen Adana Şube ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, “Gaz da Sıksalar Gözaltına da Alsalar Öğretmen Boyun Eğmez. Ders Verir!” başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdiler.
Eğitim Sen Adana Şube binasında yapılan basın açıklamasında Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası adına Gizem Salata ve Eğitim Sen Adana Şube Yürütme Kurulu adına Hüseyin Kaya yaptı.
Gizem Salata, Özel Sektör Öğretmenleri olarak taleplerini, Ankara’ya neden gittiklerini, MEB önüne yapmak istedikleri yürüyüşün polis şiddeti ile engellenmeye çalışıldığına vurgu yaptı.
Daha sonra Hüseyin Kaya konuyla ilgili şu açıklamayı gerçekleştirdi;
Uzun zamandır Eğitim piyasaya açılıyor, kar amaçlı ekonomik sektör haline getirilmeye çalışılıyor. Siyasi iktidarlar, neoliberal politikaları sonucu, eğitimdeki özelleştirme faaliyetlerini genişleterek sürdürüyor. Bugün eğitimin her kademesinde binlerce özel okul, dershane ve etüt faaliyet gösteriyor. Parası olanın eğitim gördüğü bu özel eğitim kurumları ayrıca eğitimdeki eşitsizliğin önemli bir kaynağı durumundadır. Devlet eliyle özel okullara verilen teşvikler aslında devletin eğitimi özelleştirme politikasına ne kadar önem verdiğinin göstergesidir. Eğitim-Sen kamusal, parasız eğitimi savunan anlayışıyla, eğitimde yaşanan özelleştirmelere karşı mücadele eden bir örgüttür. Eğitim-Sen; özel okullarda yaşanan emek sömürüsüne ve diğer sorunlara karşı duyarsız kalmayan, bu sorunların ortadan kalkması için mücadele eden bir örgüttür aynı zamanda.
MEB’in eğitim-öğretimi emanet ettiği patronların temel amacı ‘’kar’’ olduğundan, müşteri memnuniyetini esas alarak bu kurumları işletmektedirler. Bu okullar tam bir ticarethaneye dönüşmüştür. Ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmen, bu özel sektöre ucuz iş gücü olarak sunulmuştur. Adeta kölelik anlayışıyla, bu genç öğretmenlerin emekleri yoğun bir sömürüye uğramıştır. Kendini müşteri olarak gören öğrenciler ve velileri ile patron kıskancında eğitim dışındaki her türlü işleri de yapmaya zorlanmaktadırlar. Bugün, asgari ücretin altındaki ücretlerle yaşamlarını sürdürmek zorunda bırakılmışlardır. Güvencesiz ve açlık sınırında yaşamaya itilmişlerdir.
Özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim emekçilerinin talepleri çok haklı ve insanidir. Devlette çalışan öğretmenler kadar ücret almak için ‘’taban maaşı uygulamasının’’ yaşama geçmesini, çalışma koşullarının ve haklarının yasal güvenceye alınmasını, eşit işe eşit ücret hakkı istiyorlar. Kölelik koşullarında çalışmak istemiyorlar. Geleceklerinin patronun iki dudağı arasında olmasını istemiyorlar. Şüphesiz tüm bu istekler bir emekçinin en asgari talepleridir.
Özel Öğretmenler Sendikası; 30 Ağustos’ta yani dün MEB’e bu taleplerini iletmek ve seslerini duyurmak için Ankara’da bir açıklama yapmak istediler.
Ne yazık ki tüm bu sorunların sorumlusu olan iktidar; bırakın bu talepleri duymayı, bu eğitim emekçisi arkadaşlarımıza biber gazıyla karşılık vermiştir. Polisin sert müdahalesi sonucunda çok sayıda öğretmen arkadaşımız gözaltına almıştır. Eğitim-Sen olarak bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. En basit demokratik hakkının kullanımını engelleyen görevlilerin yasa önünde hesap vermesini istiyoruz.
MEB ve Bakan Mahmut Özer patronların değil, eğitim emekçilerinin yanında yer almalıdır. MEB’in ve bakan Özer’in; özel sektörde yaşanan, bu emek sömürüsünü durdurarak, özelde çalışan eğitim emekçisi arkadaşlarımızın haklarını yasal güvenceye almalarını bekliyoruz.