Koroner arter hastalığı, tüm dünyada ve Türkiye’de en önemli ölüm nedenlerinin başında geliyor. Ülkemizde gerçekleşen yıllık yaklaşık 400 bin ölümün yüzde 40’ı koroner arter hastalığından kaynaklanıyor.
Koroner arter hastalığının bazı tedbirlerin alınarak büyük oranda önlenebileceğini vurgulayan Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yaman Zorlutuna, koroner arter hastalığı hakkında detaylı bilgiler aktardı.
Kalp krizine bağlı kayıplarda ülkemiz de, tüm dünyada olduğu gibi ne yazık ki ilk sıralarda yer alıyor. Bu tabloda ateroskleroz adı verilen damar sertliği baş rol oynuyor. Gençlik yıllarında başlayan ve özellikle erkeklerde görülen ateroskleroz, kalp krizine ve felce neden olabiliyor.
BAZI TEDBİRLERLE KALP KRİZİNİ ÖNLEMEK MÜMKÜN
Koroner arterlerde daralmaya neden olan ateroskleroza bağlı kalp krizlerinin bazı tedbirlerle büyük oranda önlenebileceğini ifade eden eden Bayındır Söğütözü Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yaman Zorlutuna, “Temel hedef damar sertliğinin, yani aterosklerozun gelişimini durdurmak veya en azından yavaşlatmak. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, bazı nedenler damar sertliğinin oluşumuna yol açıyor” diyerek, bu oluşuma neden olan önlebilir risk faktörlerini açıkladı:
- Tütün alışkanlığı,
- Yüksek tansiyon,
- Kan yağlarının yüksekliği,
- Şeker hastalığı,
- Hareketsiz yaşam,
- Stres ve depresyon,
- Obezite,
- Cinsiyet
- Ailesel yatkınlık
KORONER ARTER HASTALIĞININ 3 TEDAVİ YÖNTEMİ BULUNUYOR
Koroner arter hastalığının üç temel tedavi yöntemi olduğunu belirten Doç. Dr. Yaman Zorlutuna, tedavi seçenekleri hakkında şunları söyledi:
- İlaç Tedavisi: Kanın kolay pıhtılaşmasını engellemek ve böylece koroner arterlerin kolayca tıkanmasının, dolayısıyla kalp krizinin önüne geçmek için kullanılıyor. Bunun yanı sıra koroner arterlerin genişlemesini ve kalbin işinin azaltılmasını sağlayan bazı ilaçlar da tedavide yer alıyor.
- Stent Uygulaması: Bir kateter yoluyla kasık veya kol atardamarından gönderilen kapalı durumdaki tel kafesin, koroner arterdeki darlık bölgesinde, bir balon yardımıyla şişirilerek genişletilmesi ve darlığın ortadan kaldırılması amacıyla uygulanıyor.
- Koroner Bypass Ameliyatı: Daralmış veya tıkanmış olan koroner artere yeni bir damarla kan götürerek, az kan alan kalp kası bölgesinin beslenmesini sağlıyor. Bunun için vücumuzun başka bölgelerinde bulunan ve koroner bypass için kullanılmasında sakınca olmayan damarlar kullanılıyor.
TÜM TEDAVİ YÖNTEMLERİ SİZE UYGUN OLMAYABİLİR
Koroner arter hastalığında tercih edilecek tedavi yönteminin çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Yaman Zorlutuna, “Tedavi yönteminin kararı; hastanın fiziksel durumu, yaşı, ek hastalığı bulunup bulunmadığı, koroner damarların yapısı, darlığın yeri, uzunluğu, şekli gibi birçok faktöre bağlı olarak veriliyor. Bunun için en doğru yaklaşım kalp cerrahının ve kardiyoloğun, her hastanın özelliğine göre, birlikte karar vermesidir” dedi.
AMELİYAT SONRASI DAHA GÜVENLİ BİR YAŞAMA DÖNMENİZ MÜMKÜN
Koroner bypass ameliyatlarının önemli bir kısmının açık kalp ameliyatı tekniğiyle yapıldığını, hastaların yaklaşık 4 saat ameliyatta kaldıktan sonra kısa sürede sosyal yaşamlarına ve çalışma hayatlarına dönerek, uzun yıllar sağlıklı yaşamlarını sürdürebildiğini ifade eden Doç. Dr. Zorlutuna, “Ameliyat sonrası erken dönemde hastalar yoğun bakım ünitesine alınıyor. Burada hastanın yaşamsal bulguları gelişmiş teknolojik olanaklarla yakından izleniyor ve solunum desteği sağlanıyor. 5 günün ardından eve dönüşte hasta günlük bireysel gereksinimlerini karşılayabilecek durumda oluyor. Hastanın tam olarak günlük yaşama adapte olması ise yaklaşık 1 ay kadar sürebiliyor. Koroner arter hastalığı gerekli önlemler alınmadığında tekrarlayan bir sorun olduğu için hastanın eve dönüşte dikkatli olması gerekiyor. Bu nedenle yeni yaşam düzeninde sigaranın düşmanınız; sağlıklı beslenme ve hareketli yaşamın ise dostunuz olduğunu unutmamanız gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Bayındır Sağlık Grubu Hakkında:
Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası grup şirketlerinden olan Bayındır Sağlık Grubu, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da Fenerbahçe, Beşiktaş, Şirinevler, İş Kule, Tuzla ve İzmir Alsancak olmak üzere 6 farklı lokasyonda bulunan Bayındır Diş Kliniklerinde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmişti