Diyetisyen Salih Gürel konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Pırasa sebzesi, zambakgiller familyasından gelmektedir. Pırasa, Akdeniz ikliminde yetişen bir besin kaynağıdır. Her mevsim yetişme özelliğine de sahiptir ancak kış aylarında yetişen önemli bir sebze olarak bilir ve daha çok tüketiriz.
İçerisinde A vitamini B6 vitamini, folik asit, C vitamini, K vitamini, demir, manganez ,magnezyum ve kalsiyum mineralleri bulundurur.
Düzenli pırasa tüketimi vitamin ve mineral dengesini korumada yardımcıdır. C vitamini yaraların iyileşmesi ve kolajen üretimi için oldukça önemlidir. Piridoksin (B6) fiziksel güce dayalı aktivitelerde ihtiyaç duyulan enerjiyi açığa çıkartır. K vitamini kanın pıhtılaşmasını sağlar ve kemik kayıplarına karşı korur. Demir hemoglobinin üretimi için gereklidir. Manganez metabolik süreçleri kolaylaştıran bir koenzimdir.
Pırasada bol miktarda bulunan kaempferol isimli flavonid kan damarlarınızı serbest radikallerden ve reaktif oksijen türlerinden aktif bir şekilde korurken vücudunuza nitrik asidin verdiği zararları azaltır. Kaempferol aynı zamanda kan damarlarınızı genişletip gevşeterek dinlenmelerine yardımcı olur.Ayrıca Kalp damar sağlığını tehdit eden homosistein oranını da düzenlenlemeye de yardımcıdır.
Pırasa yoğun bir mineral havuzuna sahip olduğu için gece yatmadan önce tüketildiği zaman uyku hissinizi arttırmış olur. Bol mineral içerdiği için beyin uyuşarak uyku haline geçmesine uyku düzensizliklerini ortadan kaldırmaya yardımcıdır. Ayrıca psikolojik rahatsızlıkları olanların sakinleştirilmesi konusunda da yardımcı olur.
İçerisinde yağ barındırmadığı için kilo almayı en aza indir ve diyetlerin vazgeçilmezidir. Ayrıca lifli yapısı sayesinde kabızlığının önüne geçmemize yardımcı olur.
Pırasa, vücutta biriken toksin yani zararlı olan maddelerin tutularak dışarı atılmasını sağlar. Antioksidan özelliği sayesinde bu toksin maddeler hem atılmasını hem de vücutta birikmesini önlemiş olur.
Pırasa , böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur.