Öyle zamanlar yaşıyoruz ki artık kendi halime üzülmeyi neredeyse bırakıp “vay benim vatanıma!” Diyerek, derdime dert ekler oldum.
Ve sakin kızmayın, “vay benim halkıma!” Demiyorum…
Oh olsun!
Hatta bin beter olalım!
Ufakçı bir millet haline gelince, herkes kendi çıkarları doğrultusunda bütün olup bitenleri sümen altına gizlerse olacağı buydu.
Şimdi, çıkar çatışması su yüzüne çıkınca sümen altındaki kirli dosyalar bir bir çıkıyor.
Yoksa biz, saftirik halkın dışında, herkes her şeyi çok da iyi biliyor şimdi gelmiş masumu oynamaya çalışıyorlar.
Hey! Allahım…
Zaten Atatürk bütün bunların bu kadarını tahmin etmiş olsaydı. Genççik yaşında bu vatan için kimseyi kuruluş yoluna sokmazdı.” Siz zaten köle olmaya razısınız, ha onun kölesi ha bunun kölesi diyerek, bakın başınızın derdinize” der, yürür giderdi.
Şu düştüğümüz hale bakar mısınız? Mafya çatışmasını sakin sakin takip ediyoruz ve öyle güvensiz olduk ki mafyanın dediğinin doğruluğuna bile inanmaya başladık.
Eskiden hepimize hakaret eden bir liderimiz vardı. Sakın “o benim liderim değil” demeyin, seçildi mi? Seçildi. İktidar mı? İktidar. Demek ki “o benim liderim değil” diyenler bir yerlerde hata yapmışlar ki hala bizim liderimiz. Beğensen de beğenmesinde.
Evet nerede kalmıştık?; halkına hakaret eden bir iktidar başkanı vardı.Şimdi de halkını pornocu ilan eden dış tehlikelerden bizi korumakla görevli bir kamu üst yöneticimiz var…
İktidar başımız “Hakkınızı helal edin” der,
Bizi korumakla sorumlu yetkin kişi “pornoyu bilmem kaç milyon kişi takip ediyor ne var ki” der.
Valla ben porno seyretmiyorum sizi bilmem.
Ancak şunun farkındayım ki bu kadar çok sapık ruhlu yöneticileri bu memleket daha önce bu şekilde görmemiştir. Nedense genççik kızlar vekillerin evlerin de hep intihar ederken. Kovuşturmaya hiç gerek duyulmadan bütün bunlarda sümen altına kayıverdi.
Biz halk olarak açlıkla sınanırken ve doyuramadığımız bir maliye bakanlığı varken beni yönetenler dizilerde bile olmayan, olsa da “hadi canım” diyeceğimiz entrikanın içinde mevkiimizin nimetlerini daha nasıl kullanırım? Peşindeler.
Halka neden kızgınım?
Hala bütün yapılan rezillikleri görmeyip, körü körüne muhalefet partileri dahi olsa onarların peşinde koşturmaya devam etmeleri beni çileden çıkarıyor.
Tek diyeceğim bütün bu ayak oyunlarını hepsi biliyor, çünkü hepsi pazılın bir parçası ve susmaya sümen altına gizlemeye devam ediyorlar,böyle giderse gizlemeye de devam edecekler.
Muhalif partiler ne yapıyor bu arada?
Ne mi yapıyor?
Onlara verilen rolleri oynamaya devam ediyorlar.
Çıkıp çıkıp seçim naraları atıyorlar. Hadi oradan! Sevsinler onların naralarını…
Eğer gerçekten olanlardan rahatsızlarsa ve seçim istiyorlarsa…
Neden birleşip istifa etmiyorlar? Edin toplu istifanızı hükümet düşsün ve mecburi seçime gidilsin…
Bakın, taksici bir velim, telsizci denilen birileri varmış ve “bana aylık niye ödemiyorsunuz?” Diye sormuş, velimin ve arkadaşlarının cevabı; “Biz aylardır kontak çevirmedik,kazanmadan nasıl sana para verelim” olmuş ve sonra örgütlenerek 9 taksici de tavrını bu adama göstermişler.Adam susmuş ve gitmiş.
Demek ki tek ses yükseldiğinde yapılmayacak bir şey yok.
Peki, vekiller neden bu kadar sessiz?
Ben halkım, ben yaşananların içinde boğulan bir bireyim ve saltanat sürsünler diye kimsenin beni süründürmeye hakkı yok!
Ve mafya, hükümet çatışmasını ya da gruptan ayrılmış elemanların yaptığı densizlikleri ne duymak zorundayım ne de o yapılanların bedelini ödemek…
Eğer halk olarak hala bir şeyleri fark etmeyip kafamızı toprağa da gömüyorsak yazıklar olsun bize!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!