“Kalkınmanın formülü imalat sanayii”

“Türkiye, imalat sanayii ve tarımsal kalkınmayı önceliğine almalı”

“İmalat sanayiinin ekonomideki payı artmalı”

“İmalat artarsa her sektör kalkınır”

ADANA – Pandemi, özellikle Türkiye’de sayısı hızla artan yeme-içme sektörünü kısıtlamalarla birlikte büyük ölçüde olumsuz etkiledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de 27,5 milyon istihdam edilen iş gücünün yaklaşık  yüzde 19,1 i tarım sektöründe,  yüzde 19,8’’i sanayi,  yüzde 6,2‘si inşaat,  yüzde 54,7’si ise hizmet sektöründe istihdam ediliyor.  Ekonomik büyüklük olarak yüzde 60’lara ulaşan hizmet sektöründe yer alan ve yaklaşık bir yıldır kapalı olan cafe ve restoranlar, bu süreçte en çok yara alan sektörlerin başında geldi.


İŞKAD, İMALAT VE SANAYİYE DİKKAT ÇEKTİ

Adana İş Kadınları Derneği (İŞKAD) Başkanı Berman Mantı, tüm sektörler gibi hizmet sektörünün de büyük ihtiyaç duyduğu imalat sektörü, sanayi üretimi ve tarımsal kalkınmanın göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin gelir seviyeleriyle birlikte sanayileşme seviyeleri üzerinden de değerlendirildiğini kaydeden Mantı, gelişmiş ülkelere bakıldığında kişi başına düşen gelir seviyesiyle sanayileşme arasında olumlu bir ilişkinin görülebileceğine işaret etti.

Sanayileşmiş ülkelerde yaşayan insanların yüksek gelire sahip olduğunun bilindiğini kaydeden Mantı, “Ülkemizde uzun süreden bu yana hizmet sektörünün imalat sektörüne göre orantısız büyüme içerisinde ve ekonomide büyük bir paya sahip olduğunu görüyoruz. Ancak ekonomide sürdürülebilirlik, ekonomik kalkınma ve büyüme çabası göz önüne alınarak gerek tarım gerekse imalat ve sanayi sektörünün öncelenmesi gerekiyor. Sanayisi gelişmiş, imalatı artmış, tarımsal kalkınmayı gerçekleştirmiş Türkiye’de hizmet sektörü de gerek çeşitlilik gerekse modern hizmet sunumuyla bir adım daha öne çıkacaktır” dedi.


“KALKINMA İÇİN ALTYAPIMIZ VAR”

Ekonomik büyüme ve kalkınmanın sanayi sektörünün gelişiminden geçeceğine dikkat çeken Berman Mantı, imalat sanayiinde ara mamülde büyük oranda dışa bağımlı olan Türkiye’nin bu nedenle döviz kuru artışı ve beklenmedik riskler karşısında kırılganlığının arttığını ve bu durumdan  ülke ekonomisinin olumsuz yönde etkilendiğini  belirtti.  Ülkemizin teknolojik olarak markalaşma ve tasarımda hedeflerine ulaşma yolunda mutlak gayret içerisinde olmasının önemine dikkat çeken Mantı, “Ülkemizin; sanayi geçmişi, tarım ve turizm altyapısıyla dünya genelinde küresel bir oyuncu olduğu unutulmamalıdır. Kaynaklarımızı doğru kullandığımız takdirde imalat sanayimiz katma değer üretimi açısından ileri seviyeye ulaşabilecektir. İmalat sanayiinin ekonomi içindeki yeri ülkelerin gelişme sürecindeki temel göstergelerden biri olarak kabul edilmektedir” diye konuştu.


VERİLERİ PAYLAŞTI

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2019 yılında Adana ve Mersin özelinde paylaşılan ekonomik veriye göre bin 311 kişiden 260’ının tarım, 281’inin imalat-sanayi ve 770 kişinin de hizmet sektöründe çalıştığının görüldüğünü, hizmet sektörünün iki il özelinde ekonomideki payının yüzde 58,7 iken tarım-sanayi ve imalat toplamının yüzde 41.3’e tekabül ettiğini vurgulayan Mantı, “Üstelik bu orana inşaat sektörü de dahildir. İktisadi faaliyet kollarına göre gayri safi yurt içi hasılaya bakıldığında ise hizmet sektöründeki payın sanayii payının iki katına ulaştığı görülecektir. Türkiye,  ekonomik kalkınma sürecinde başarılı olmak istiyorsa imalat sanayiine ağırlık vermelidir. İmalat sanayiinin ekonomi içerisindeki payı artarsa hizmet sektörü de bundan olumlu etkilenecektir”  diye konuştu.

Hizmet sektörünün gerek istihdam gerek ekonomik katkı açısından önemli olduğunu anlatan Başkan Mantı, “Ancak imalat olmazsa, sektörel gelişimler düşüşe geçer . Ekonominin gelişimi ve ithalatın önlenmesinin tek yolu üretmektir” diye konuştu.


“TARIM VE SANAYİ ÜRETİMİ SEKTEYE UĞRAMAMALI”

Hizmet sektörü de dahil her sektörün, üretim temelli olduğunu hatırlatan Başkan Berman Mantı, “Yaşamsal ihtiyacımız olan gıda sektörünün değerini salgın sürecinde daha iyi anladık. Gıdaya erişimin zorlaştığı dönemler, bize tarımsal üretimin zorunluluğunu bir kez daha göstermiş oldu. Sanayi üretimi de hem aynı zorunluluklar hem de ekonomik kalkınma açısından ülkelerin bel kemiği niteliğinde. Bu iki sektörün sekteye uğraması, her kesimi çıkmaza sürükler. Tarımsal üretim ve sanayii imalatının sürekliliği mutlak surette korunmalı, orta ve uzun vadede üretim ve istihdamda artışı sağlanmalıdır” diye konuştu.


İŞKAD Başkanı Berman Mantı, her alanda daha çok kadın girişimciye ihtiyaç duyulan Türkiye’de gerek tarım gerekse sanayii imalatında girişimci kadın sayısının artması için İŞKAD’ın kurumsal kimliğiyle kamu kurum ve kuruluşlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine hazır olduğunu sözlerine ekledi.