admin | 26 Ocak 2021 | Alt Manşet, Genel, Gündem, Manşet, Son Dakika, Sürmanşet, Tüm Manşetler, Yerel Haberler A- A+
Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hakan Yüzer konu ile ilgili bilgiler verdi.
Gözyaşı, göz temizliğini sağlayan, gözü çevrede bulunan zararlı mikroorganizmalardan korumaya yardımcı oldukça önemli bir vücut salınımıdır. Kişide, batma, yanma, aşırı göz kızarıklığı gibi belirtilerle ortaya çıkan göz kuruluğu ise, gözyaşının az salgılanması veya hiç salgılanmamasıdır. Gözyaşı yetersizliği ile oluşan bu belirtiler, tedavi edilmezse, gözyaşı zarını olumsuz anlamda etkiler, görmede sorunlar oluşturmaya kadar ilerleyebilir.
Halk arasında ‘kuru göz’ olarak da bilinen rahatsızlık, gözü ıslak tutan tabakanın işlevini yeterli olarak yerine getirememesi ile ortaya çıkar. Gözlerimiz, kendi içerisinde oldukça hassas ve kusursuz bir çalışmaya sahip olan önemli organlarımızdır. Göz kırpma refkleslerimiz, gözyaşının her yere eşit dağılmasını ve böylelikle gözlerin korunmasını sağlar. Tüm bu mekanizmanın, kendisini sekteye uğratacak bir etkiyle karşı karşı gelmesiyle birlikte göz kuruluğu ortaya çıkmaktadır.
Gözlerimizi çevreden gelebilecek, enfeksiyonlara, tozlara, zararlı maddelere karşı koruyan bu tabakanın yeterli seviyede gözyaşı üretememesi ile birlikte göz kuruluğu ortaya çıkar.Göz kuruluğunun diğer nedenleri ise;
Kişiyi rahatsız etme seviyesi bakımından erkenden teşhis konulabilen göz kuruluğu şikayetleri;
Kişinin şikayetlerinin ardından tarafımıza başvurması sonucu yapılan tetkiklerle gözyaşının yetersiz salgılandığı tespit edilirse, göz kuruluğu tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır.