Bugün çocuklarda öfkenin nedenleri ve yapılacaklarla ilgili sizlerle tek taraflı sohbet etmek ihtiyacı duydum (malum yazınca kendi kendime konuştuğumu düşündüğüm günlerden bir günü yaşamaktayım )
Aslında, öfke ve kontrolü biz yetişkinler içinde büyük sorun. Hele Türk toplumunun içinde olduğu olumsuzluklar, hepimizin öfke kontrolü yapamadığımızın kanıtı; olaylara bodoslama daldığımız da göstergesi.Günlük haberleri izleyerek toplumun çıldırdığını net görebiliyoruz.
Peki, bütün bu çılgınlığımız, öfke patlamalarımız, aslında şu anda yaşadığımız toplumun kaosundan mı kaynaklanıyor?
Elbette ki değil, zira her ne yaşıyorsak bütün bunların altında yatan çocukluğumuz ve duygularımızı kontrol edemeyip kriz yönetimini beceremememiz.
Geçenler de dizi izliyordum, çok beğendiğim bir cümleyi sizle paylaşmak istiyorum. Replikte geçen cümle şöyleydi; “Hayatın ödülü de laneti de aynıdır… UNUTMAK…” Aslında kişi hangi yaşta, ne yaşarsa yaşasın unutmuyor, sadece “sanıyor” işte o sandıklarımız bir gün, öfke, hırçınlık ve her türlü davranış bozukluğu ile karşımıza çıkıyor.
Yıllardır çocukları eğitmeye çalışmamın da asıl nedeni bu aslında, sağlıklı gelişim sürecinden geçen birey, sağlıklı, aydın, sağduyulu toplumu oluşturur. Öfkeyi fark etmekte , yönetmekte bunlardan biri.
“İyi de biz koca koca insanlar her türlü sıkıntıyla uğraşıyoruz bu bebelerin derdi ne?” Derseniz… İşte burada kaynağın özü ortaya çıkıyor. Sorunun nedenini bilmeden asla çözüme ulaşamayız. Bakalım çocuklukta başlayan öfkenin nedenler neymiş;
Çocukların inat ve öfke nöbetleri genellikle 2 ila 4 yaşları arasında yoğundur. Bu dönemde çocuklar duygusal becerilerini geliştirirken, kendilerini ifade etmekte zorlanabilirler ve bu nedenle inatçı veya öfkeli davranışlar sergileyebilirler. Ebeveynlerin sabırlı ve anlayışlı olmaları, çocukların duygusal gelişimlerine destek sağlamaları önemlidir. Eğer bu tür davranışlar çok fazla veya devamlı bir sorun haline geliyorsa, bir çocuk psikologundan veya uzmanından yardım almak da faydalı olabilir.
4 yaşı geçtik ve olası nedenleri bertaraf ettik, ancak hala devam ediyor. İşte bazı yaygın nedenler:
Duygusal Denge: Çocuklar duygusal olarak dengesiz olabilirler ve bu da öfkeye yol açabilir. Duygularını fark edemeyen çocuk duygusal karmaşa yaşayabilir.
İhtiyaçların Karşılanmaması: Temel ihtiyaçların karşılanmaması (örneğin, açlık, susuzluk, sevgisizlik ve ilgisizlik,uyku eksikliği) çocuklarda öfkeye neden olabilir.
Sınırların Belirsizliği: Çocuklar net sınırlara ve kurallara ihtiyaç duyarlar. Bu kuralların ve sınırların belirsiz veya tutarsız olması öfkeye yol açabilir.
İletişim Sorunları: Çocuklar duygularını ifade etmekte zorlanabilirler ve bu nedenle öfkeyi bir ifade şekli olarak kullanabilirler.
Stres ve Baskı: Çocuklar da stres altında hissedebilirler, bu da öfke patlamalarına yol açabilir.
Model Alma: Çocuklar çevrelerindeki yetişkinlerin davranışlarını örnek alabilirler. Eğer yetişkinler öfke sorunları yaşıyorsa, çocuklar da aynı davranışları sergileyebilirler.
Duygusal Deneyimler: Çocuklar bazı duygusal deneyimlerle başa çıkmakta zorlanabilirler (örneğin, kaygı, üzüntü), bu da öfkeye dönüşebilir.
Çocuklardaki öfke sorunlarını anlamak ve yönetmek için iletişim kurmak, duygusal ihtiyaçlara dikkat etmek ve sağlıklı sınırlar oluşturmak önemlidir. Eğer çocuğunuzun öfke sorunları devam ediyorsa, bir uzmandan yardım almak da faydalı olabilir.
Son Söz; Hiçbir canlı, psikolojik sorun yaşamıyorsa durduk yere öfkelenmez ve saldırıya geçmez. Bunun tek nedeni zamanında karşılanmayan temel ve duygusal ihtiyaçlardır. Cinnet geçirmeyen bir toplum oluşturmak istiyorsak, önce çocuklarımızın gelişim aşamalarını iyi bilmek ve onları temel ihtiyaçları ile birlikte, sevgiden, güvenden mahrum etmeden büyütmek zorundayız ki toplumun sakinleşmesini sağlayalım.
Evet, “Hayatın ödülü de laneti de aynıdır… UNUTMAK…” ancak beynimizin öyle bir iyimser çalışan mekanizması vardır ki hep olumlu yaşanmışlıkları hatırlatırken, olumsuzlukları attığı çöplükten bir gün kokusunu yaya yaya çıkarmayı da becerir.
O yüzden ruhsal ve bedensel sağlıklı nesiller yetiştirmek istiyorsak. Onlara güzel anılar yaşatıp, öfkemizi kontrol etmeyi öğrenirken, öğretmeyi de becermeliyiz.
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!