ADANA – Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası Adana Şubesi, dünya genelinde yankı uyandıran önemli bir sempozyuma ev sahipliği yapıyor. Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu-2019’, Adana’da başladı.
Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi’nde başlayan sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Yılmaz, Çukurova, Türkiye ve uluslararası ölçekte son derece önem taşıyan sempozyumun, mesleğin gelişimini sağlamak, iş güvenliği ve işçi sağlığını ön planda tutarak bilimin ışığını genele yayma amacı taşıdığını söyledi.
Maden Mühendislerinin dünyanın en zor mesleğini onurla gerçekleştiren maden emekçilerinin çalışma koşullarının daha da iyileştirilmesi için titiz çalışmalar yaptığını kaydeden Yılmaz, “Madencilik, tarih boyunca uygarlıkları şekillendiren temel sektörlerden biri olmuştur. Özellikle, sanayi devriminden bu yana insanlığın gelişim sürecinin son iki yüz yılındaki baş döndürücü ilerlemede kömür ve demirin önemini yadsımak mümkün değildir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda da, madencilik faaliyetleri olmaksızın insan yaşamının sürdürülebilmesi olası değildir. Bugün, kullandığımız arabalardan, içinde yaşadığımız evlere, bilgisayarlardan telefonlara kadar yaşamımız için vazgeçilmez olan hemen her şey, madencilik etkinlikleri sonucu elde edilen ürünler sayesinde varlık kazanabilmektedir. Bu nedenle madenciliği sorunlu bir meslek dalıymış gibi lanse etmek yanlıştır” dedi.
“BİR TEK MADENCİMİZİN BURNU KANAMASIN”
Maden kazalarını minimum seviyeye indirgemenin herkesin ortak sorumluluğu olduğunu dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:
“Bize, size, herkese ve ülkemizi yönetenlere düşen temel görev, tüm dünyada da örnekleri görüldüğü üzere bir tek madencimizin dahi burnu kanamadan mesleği, sektörü ileriye hep ileri noktalara taşımak olmalıdır. Biz maden mühendisleri olarak madencilik sektörünün ülkemizin geleceğine ışık tutacak, ekonomisine, istihdamına, sürdürülebilirliğine büyük katkı sunacak bir meslek dalı olduğunun bilincindeyiz. Dünyanın en zor mesleğinin bizim mesleğimiz olduğunu da biliyoruz. Ülkemiz doğal kaynaklar açısından önemli bir potansiyel taşımaktadır. Ancak ülke ekonomisinde madenciliğin önemli bir yeri olduğu söylenemez. Türkiye, üretilen madensel kaynak çeşitliliği açısından, 152 ülke arasında, 29 maden türünde yapılan üretim baz alındığında, 10. sırada yer almaktadır; ancak üretici ülkelerin dünya pazarı içi payları sıralamasında yüzde 0.16 oranı ile 52. sıradadır. 50 dolayında madensel kaynak üretimi yapılmakta ve bu üretimin yarattığı katma değer niceliği 5 milyar dolara ulaşmaktadır. Bunun GSMH içindeki payı ise yüzde 1.5 dolayındadır. Madencilik ve madene dayalı sanayi birlikte düşünüldüğünde oluşan katma değerin GSMH içindeki payı yüzde 12’yi bulmaktadır. Bu da 22 milyar dolarlık bir değer yaratıldığı anlamına gelmektedir.
İşte tüm bu gerçekler ışığında hem sektörümüze ve bölgemize, ülkemize ve uluslararası maden piyasasına derin bilgiler sunacak sempozyumda çok sayıda sözlü ve çağrılı bildiri ile poster sunumları, nitelikli öngörü ve analizler gerçekleştirilecek. Ebediyete intikal eden madencilerimizi, maden sektörüne emek verip katkı sunan herkesi şükran ve minnetle anıyoruz.”
AYHAN YÜKSEL: İŞ KAZALARI KADER VE FITRAT DEĞİL!
Maden Mühendisleri Odası Genel başkanı Ayhan Yüksel ise yapılan tüm çalışmalara ve ihtiyaca rağmen dünyada ve ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıklarının can almaya, sakat bırakmaya devam ettiğini, çalışan işçi sayısına göre ölüm oranının, ülkelerin gelişmişlik derecesi ile ters orantılı biçimde değiştiğini vurguladı. Uluslar arası Çalışma Örgütü’nün (ILO) verilerine göre iş kazalarında her gün binlerce insanın öldüğünü, yüz binlerce insanın yaralandığını ve meslek hastalığına yakalandığını vurgulayan Yüksel, şunları söyledi:
“İş kazaları ve meslek hastalıkları ne “kader” ne de “fıtrattır”. İş kazalarını, meslek hastalıklarını “işin gereği” olarak gören anlayış, yeni iş kazalarına değil “iş cinayetlerine” davetiye çıkarmaktadır. Bu anlayışı kabul etmediğimizi ve geçmişte olduğu gibi gelecekte de karşısında olacağımızı kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz. Kamu yararını önceliğine alan ulusal madencilik politikası oluşturulmalı ve yaşama geçirilmelidir. Riskli ve tehlikeli bir sektör olan madencilik bilgi birikimi ve deneyim gerektirmesi nedeniyle sektörde özelleştirmelere son verilmelidir. Sektörde ekonomik nedenlerle yapılan taşeronluk yasaklanmalıdır.”
6’SI YABANCI, 51 BİLDİRİ SUNULACAK
Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Özen Kılıç da “İlk kez 2007 yılında dillendirdiğimiz ve toplumumuzda ve madencilik sektöründe yayılmasını ümit ettiğimiz iş sağlığı ve iş güvenliği kültürü, umarız ki bugün olması gereken noktaya gelerek, çalışan, işveren ve devlet üçgeni içerisinde yer alan kişiler tarafından özümsenmiş ve bir yaşam felsefesi haline gelmiştir” dedi.
Sempozyumda sunulacak bildirilerin 6’sının Almanya, Slovenya, Polonya, Yunanistan, İran ve Azerbaycanlı meslektaşları tarafından gönderildiğini belirten Prof. Dr. Kılıç, “Toplam 51 bildiri, 2 gün boyunca gerçekleştirilecek oturumlarda sunulacak ve tartışılacak” diye konuştu.
PROTOKOL İMZALANDIAdana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Çukurova Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil Elekçioğlu ve Maden sektöründe önleyici tedbirler üzerine uluslar arası bir bölüm olan ISSA Mining (International Social Security Association) Genel Sekreteri Helmut Ehnes de birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel ve ISSA Mining Genel Sekreteri Helmut arasında işbirliği protokolü imzalandı.
İki gün sürecek sempozyuma 26. Dönem Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, TMMOB’ye bağlı odaların Adana Şube Başkanları ve üyelerinin yanı sıra Türkiye’den ve dünyada alanında söz sahibi sektör temsilcileri, akademisyenler, sendikalar, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı.