Öncelikle özellikle 1-3 yaş arası çocuğun davranışlarını kontrol edemediği duygularını yönlendiremediği ve haz duygusuyla hareket ettiği, yani ilkel benliğin onu kontrol altına aldığı en yoğun dönemdir. Bu dönemde çocuk yeni bir şeyleri keşif etmenin cde hazzını yaşar.Isırma davranışıyla birlikte, geçici tikler, kekemelik, tükürme, cimcikleme, dil çıkarma, vurma gibi… Davranışları yoğun olduğu dönemlerdir. Grup içinde en çok yaşanan davranış şekli ise; ısırma, itekleme ve vurma yoğundur. Bu dönemlerden bütün çocuklar geçer ya uzun sürer ya da kısa, o yüzden her zaman dediğim gibi çocuk gelişim evrelerini iyi bilmeli hangisinin geçici hangisinin kalıcı davranış bozukluğu olduğunu doğru tahlil etmeliyiz. Şimdi size en çok yaşanan davranış bozukluğundan bahsedeceğim. Çocuklarda ısırma davranışı, genellikle 1-3 yaş arası çocuklarda görülmeye başlar ve çoğu zaman normal bir gelişimsel evre olarak kabul edilir. Ancak, ısırmanın nedeni ve nasıl ele alınması gerektiği, çocuğun yaşına, gelişim seviyesine ve içinde bulunduğu duruma bağlı olarak değişebilir. Çocuklarda Isırma Davranışının NedenleriDiş Çıkarma Dönemi (6-24 Ay): Özellikle 6-12 ay arasında diş çıkarmaya başlayan bebekler, ağızlarında bir rahatlama hissi elde etmek için ısırma eğiliminde olabilirler. Bu dönemde ısırma, diş etlerinin kaşınmasını gidermek için bir tür refleks olarak ortaya çıkar. Keşfetme ve Duyusal Merak (12-24 Ay): Bebekler çevrelerini ağız yoluyla keşfetmeye çalışırlar. Isırmak, onlar için bir çeşit dokunma veya keşfetme şeklidir. Dil Gelişiminin Yetersizliği ve İletişim Kurma (18-36 Ay): Çocuklar duygularını ve ihtiyaçlarını ifade edemediklerinde, sözsüz iletişim yollarına başvurabilirler. Özellikle dil gelişimi tam olarak oturmamış olan çocuklar, sinirlenince veya sıkılınca ısırma yoluyla tepkilerini gösterebilirler. Duygusal Tepki ve Stres (2-3 Yaş): Çocuklar bazen duygusal yoğunluklar yaşadıklarında (kıskançlık, hayal kırıklığı veya öfke gibi) ısırma yoluyla bu duygularını ifade edebilirler. Örneğin, bir kardeşi olduğunda ilgi çekmek için ısırma davranışına yönelebilirler. Dikkat Çekme veya Kontrol Sağlama: Çocuklar bazen ilgi çekmek veya etraflarındaki durumu kontrol etmek için ısırabilirler. Özellikle bu davranışa ebeveynler veya bakıcılar büyük bir tepki verdiğinde, çocuk bunu dikkat çekme aracı olarak kullanabilir. Isırma Davranışı Nasıl Yönetilir? Isırma davranışını yönetmek ve önlemek için bazı stratejiler uygulanabilir: Hemen Tepki Verin: Isırdığı anda, sakin ama kararlı bir şekilde “Hayır, ısırmak yok” veya “Isırmak can acıtır” gibi cümlelerle çocuğa açıklama yapın. Alternatif Yollar Gösterin: Çocuğun duygularını kelimelerle ifade etmesi için teşvik edin. “Sinirli misin? Bana söyleyebilirsin” gibi ifadeler kullanın. Dikkatini Dağıtın: Özellikle diş çıkarma dönemindeyse, çocuğa diş kaşıyıcılar veya oyuncaklar vererek dikkatini başka yöne çekebilirsiniz. Isırdığı Durumları Analiz Edin: Çocuğun ne zaman ve hangi durumlarda ısırdığını gözlemleyerek, bu tetikleyici faktörleri anlamaya çalışın. Olumlu Davranışı Ödüllendirin: Çocuk, duygularını kelimelerle ifade ettiğinde veya sakin kaldığında onu teşvik edin ve övün. Ne Zaman Yardım Alınmalı? Eğer çocuğunuzun ısırma davranışı sürekli hale gelmişse, yaşı ilerlemesine rağmen devam ediyorsa veya bu davranış sosyal ilişkilerini olumsuz etkiliyorsa, bir çocuk gelişimi uzmanı veya çocuk psikoloğundan destek almanız faydalı olabilir. Bu tür davranışlar, doğru yönlendirmeler ve sabırlı bir yaklaşım ile zamanla azalır ve ortadan kalkar. Son Söz: Özellikle bizim meslekte çok fazla yaşadığımız bu olay, kimi zaman önlenemeyecek duruma gelir ve biz eğitimciler çocuğu kaybetmek yerine aileyi mutlaka bir danışmana yollarız. Lütfen, bu isteğimizi çocuğunuzun sağlığı için geri çevirmeyin. Ayrıca algısal gelişim geriliği gösteren çocuklarda bu dönemler çok yoğun ve uzun sürebiliyor, bunun en önemli nedeni geçirmesi gereken dönemi geçirmeyen çocuklar yaşları büyümüş olsa dahi hala bebeklik dönemine takılı kalabilmeleri. Bunun da nedeni, ebeveynin çocukla ilgilenmemesi ya da aşırı uyaran vermesidir.(ilgilenmeme; bebekliğinde bu yana onunla konuşmaması, oyunlar oynamaması, kaliteli zaman geçirmemesi. Aşırı uyana ortamlar; Teknolojinin, gürültünün yoğun olduğu yerler, ekrana maruz kalması ve çocuğun bozulan rutinleri. ) Örneğin; çocuk 2-3 yaşında ve bu davranışları çok fazla yoğun yaşıyor kronolojik yaşı ne olursa olsun aslında bu çocuk 6 ay ile 18 ay arasındaki dönemde takılı kalmış. Otizm spektrum, DEHB, algısal gelişimsel gerilik belirtisi gösteren çocuklarda bu süre çok daha fazla uzuyor ve şiddeti artabiliyor. Her zaman dediğim gibi ana-baba olan her insan mutlaka çocuğunun gelişim evresini bilmeli ve çocuğunu tanımalı. Ayrıca genel bilgi sahibi olmak hoş görüyü, empatiyi de beraberinde getirirken, insan davranışlarının nedeni hakkında fikir sahibi olduğunuzda, öfkenizin, ön yargınızın azaldığını net bir şekilde görebilirsiniz. Pazar günü 10 Kasım… Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türklerin Atasının ölüm yıl dönümü… “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktı” Diyerek, milletine bu derece güvenen, gelmiş, geçmiş, gelecek en büyük Lider, Ata’mızın ruhu huzur bulsun, mekânı cennet olsun… Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!